Sizlerin de bildiği üzere geçtiğimiz kasım ayında FM20’nin çıkmasıyla beraber Leicester City ile bir maceraya atılıp peri masalını tekrar yazmaya çalışmıştık. Soluk soluğa devam eden 3 sezon boyunca sevincimizi, üzüntümüzü, başarılarımızı ve hayal kırıklıklarımızı sizlerle paylaşıp bu işin peşini bırakmayacağımızı ve pes etmeyeceğimizi söylemiştik.
Bugün burada bu yazımızda sizlere güzel bir kariyer hikayesini anlatırken azmin ve mücadelenin getirdiği haklı gururu yaşıyoruz. Yazımıza geçmeden önce sizlerden ricamız ve dileğimiz; LÜTFEN MECBUR KALMADIKÇA EVİNİZDE KALIN KENDİNİZİ VE SEVDİKLERİNİZİ RİSKE ATMAYIN.
SEZON ÖNCESİ
Geçtiğimiz iki sezondan dersimizi gayet iyi almıştık ve artık biliyorduk ki bu süreç uzun, yıpratıcı ve bir o kadar zorlu. Sürekli çalıştık, her fırsatta antrenör ekibimizi iyileştirip birden fazla taktik ve diziliş hazırladık. Tek bir taktiğin yetmediği ve hatta bazen deyim yerindeyse gafil avlandığımız maçları aklımızın bir köşesine yazıp çok sıkı çalıştık.
Genelde yukarıda ki taktik ve dizilişi kullansak ta bize sorun çıkarabilecek dişli rakiplere karşı hazırladığımız bir B Planımız vardı. Bu planı daha önce sizlerle paylaşmış olmakla beraber tekrar göz atmak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.
Sezon öncesi hazırlıklarımız ve taktik planlarımız hazırlık döneminde meyvelerini vermeye başlamıştı. Bu güzel gidişat adeta avuçlarımızı ovalamaya başladığımız ve deyim yerindeyse tünelin sonunda ki ışığı yavaş yavaş görmeye başladığımız anlamını taşıyordu.
Bu noktadan sonra bahsetmek isteriz ki bizi en çok rahatlatan ve planlarımızı hayata geçirmemizi sağlayan şey İheanacho ve Ndidi’den gelen yüksek meblalı transfer gelirleri oldu. Bu iki oyuncudan elde ettiğimiz geliri;
- N’didi-80 milyon
- Iheanacho-35 milyon
Ederson’un transferinde kullandık ki bu bizim içinde bir süpriz oldu. Kendisi kulübünden daha iyi bir sözleşme alamadığı için tartışmış ve listeye koyulmuştu. Bu fırsatı kaçıramazdık.
LİG BAŞLIYOR
Hali hazırda oturmuş kadromuza eklediğimiz yeni isimlerle birlikte bir hayli dişli bir takım olmuştuk. Artık birbirini çok iyi tanıyan ve gençlik ateşi ile yanan bir takımımız vardı. Sezon başında bu kadar genç bir kadronun otoriteler tarafından hiç şans tatınmayan bir takım olarak eleştirilere en ağır cevapları vermeye başlamıştık bile.
Şanssız olduğumuzu düşündüğümüz M.City beraberliğinden sonra üst üste 7 galibiyet alıp ligin zirvesine oturmuştuk. Bu sırada yoğun bir fikstürden geçiyorduk ve gençlerimiz başarıya aç bir şekilde adeta yeşil çimlerin tozunu dumanına katıyorlardı. R.Madrid gibi büyük bir takıma karşı aldığımız mağlubiyet moralleri bozsa da bize asıl uyarıcı tokadı, fazla şımarmayın burası Premier Lig dedirten hatırlatmayı Wolves’dan almıştık.
Tabi baş belamız Liverpool yine sahneye çıkıp utanç duyup unutmak isteyeceğimiz iki mağlubiyet aldırdı bize. Bu mağlubiyetlerden sonra sinirlerimiz biraz gerilse de bununda üstesinden gelip daha sonra bütün kulvarlarda olmak üzere toplam 13 maçta yenilgiyi unuttuk.
FA Cup’ta ligin zengin takımlarından City’yi saf dışı bırakıp, Şampiyonlar Liginde gruptan çıkarak Tarihimizde bir ilke imza atıp yarı finale kadar gelmiştik. Tahmin edeceğiniz üzere bu sırada yine eski dostumuz Liverpool karşımıza çıktı ve bizi Şampiyonlar Liginden eledi. Her şerde bir hayır vardır derler ya şampiyonlar liginden elendikten sonra bütün gücümüzü lige ve FA Cup’a verdik ve rakiplerimizin yoğun fiksturdan etkilenip puan kaybı yaşamaları ile zirvedeki yerimizi sğlamlaştırdık. Liverpool’un şampiyonlar liginde finale kalıp(kupayı aldılar) ligde üst üste puanlar kaybetmesiyle puan farkını 4’e çıkarıp son haftada ki Brighton maçına şampiyonluğumuzu garantilemiş bir şekide çıktık.
Her şey henüz bitmemişti ve önümüzde FA Cup finali vardı Catenaccio taktiğimizle riske girmeden çıktığımız ve nefes kesen maçı uzatma dakikalarında bulduğumuz gollerle kazanmayı bildik ve tarihimizde ilk kez bu kupayı müzemize götürdük.
WE ARE THE CHAMPIONS
Başarmıştık, çok çalıştık, çok emek verdik, hak ettik ve söke söke aldık o kupayı. Günlerimizi, saatlerimizi ayırıp vazgeçmeden, sürekli gelişmenin yollarını arayıp günümüz futbolunun gereklerini yerine getirerek şampiyonluğa ulaşmak gerçekten gurur ve mutluluk verici.
Bu süreçte öne çıkan oyuncularımız;
Erling HAALAND
47 maçta 34 gol ve 11 asist gibi öldürücü bir performans ortaya koyan golcümüz bize ne kadar doğru bir yatırım olduğunu ıspatladı adeta.
James MADDISON
Kanat rotasyonunda da zaman zaman forma verdiğimiz Maddison 18 gol 11 asist gibi bir performansın yanı sıra hücum organizasyonlarında orkestra şefliği yaparak adeta liderliğini ortaya koydu ki bu bizim gibi genç ve tecrübesiz sayılabilecek bir takım için çok önemliydi.
Federico CHİESA
Geldiği ilk günden itibaren etkisini gösteren İtalyan yıldızımız 52 maçta 34 gole doğrudan katkı sağlayarak muazzam bir istatistik yakaladı ve hiç şüphesiz şampiyonluk yolunda kilit bir rol üstlendi.
Youri TİELEMANS
Orta sahada yanına kimi koyarsak koyalım hiç sırıtmadı ve adeta bütün takımı oynattı. Bu sezonda da sakatlık problemleriyle bir süre boğuştu ama her geri dönüşünde bizlere parmak ısırttı. 8 numara oyuncusu için gayet güzel bir istatistik yakalayan Tielemans soyunma odasında ki liderlerimizden biriydi aynı zamanda.
Cengiz ÜNDER
Ayrı bir parantez açmak istediğimiz oyuncumuz Cengiz ÜNDER bu sezon deyim yerindeyse ezberleri bozdu. İnanılmaz bir istikrar yakalayan genç yıldızımız 51 müsabakada 24 gol ve 18 asistlik performansıyla rakiplerimizi kıskançlık krizlerine sokarken bizi ise resmen büyüledi.
BAZI KAHRAMANLAR PELERİN TAKMAZ
Bu yazıyı yazarken kurmaylarımıza yer vermemek haksızlık olurdu. İşin görünmeyen kısmında olsalar da biz biliyoruz ki bu başarının futbolcularımızdan sonra ki en büyük payı onlara ait. Sezon içinde oyuncularımızın gelişimine katkıda bulunan, genç ve maliyeti düşük yıldız adaylarını takımıza kazandıran, sakatlıkların önüne geçmek veya hızla iyileştirmek için canını dişine takan tüm teknik ve sağlık ekibizi huzurlarınızda saygıyla selamlıyoruz.
Bu tablodan da gördüğünüz gibi ligin en iyi kurmaylarına sahip olduğumuz için çok şanslıydık. Aslında şanstan ziyade bu kadroyu oluşturmak planlarımızın bir parçasıydı.
Şampiyonluğa uzandığımız sezonda oyuncularımızın gelişimi ve form tutmalarının arkasında ki en büyük pay işte bu özel ve güçlü ekibe ait.
Şampiyon olduk evet peri masalını tekrar yazdık ama bitti mi? hayır kesinlikle bitmedi. Her hocanın hayalini süsleyen bir kupa var bildiğiniz üzere işte şimdi gidip onu alma vakti. Haydi bizi takipte kalın ve eksik gördüğünüz konuları yorum yaparak bize bildirin ve o kupayı beraber alalım.
Yazımızın burada sonuna gelirken siz değerli okuyucularımız LÜTFEN BAKIN LÜTFEN ZARURİ DURUMLAR HARİCİNDE EVİNİZDE KALIN, sevgiyle,sağlıkla,esenlikle kalın. FM ile kalın, hoşçakalın…