Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, 5 Ocak’ta yabancı oyuncu sayısı ile ilgili aldıkları kararı açıkladı. Bu kararın ardından pek çok kanalda, gazeteciler, spor yazarları, konuya ucundan kenarından dokunmuş herkes tartıştı. Kimisi iyi yönlerini, kimisi kötü yönlerini, faydasını zararını dile getirdi.
Açıklanan karar özetle şöyle:
“Bu aldığımız kararların hepsi, 2015-2016 sezonunda geçerli olacaktır. Öncelikle 28 oyuncuya lisans hakkı vereceğiz. Oyuncuların 14’ü yerli, 14’ü yabancı olacak. Bu 14 yerli oyuncunun içinde, 2 tane alt yapıdan, 4 tane de Türkiye’de yetişmiş olacak. 14 yabancının isterse 11’i de ilk 11’de forma giyebilecek. Yabancı ülke milli takımlarının formasını giyen yerli oyuncular, yabancı statüsünde kabul edilecek. Maç kadrosundaki 18 oyuncunun 7’si yerli, 11’i yabancı olabilecek. Bir tane Türk kaleci olma mecburiyeti bulunuyor.”
Açıklamanın tamamına buradan erişebilirsiniz. Açıklamada herkes yabancı oyuncu sayısına kitlenmiş olduğundan arka tarafta kalan bir takım kurallar göz ardı edilmiş olabilir. Örneğin, Federasyon mali kıstasların olmazsa olmazları olduğunu, mali kıstasları karşılayamayan takımların transfer yapamayacağı, yerli oyuncu için takımlara teşvik verileceği de açıklamalar içinde yer alan önemli maddeler.
Şahsi fikrim, açıklanan yeni yabancı-yerli oyuncu sayısı kuralı, takımlara mevcuttakinden daha fazla fayda sağlamayacak. Türk futbolu yine kısır döngüler içinde kıvranmaya devam edecek.
Herşeyden önce, kurallardan ziyade bakışaçısının, kafaların değişmesi gerekiyor. Mevcuttaki kural, pek çok kulübü gurbetteki Türk oyuncularına yönlendirirken, yerli statüsündeki oyuncuların bedelleri ederlerinin 3-5 katına çıkmaya başlamıştı. Yeni gelen kuralla birlikte de artık Türkiye, ucuz yabancı pazarına dönecek. Sırf yabancı diye bu sefer de ederinin çok daha üstünde futbolcular transfer edilecek. Bunun en önemli sebebi de mali kıstaslar sebebi ile kaliteli yabancı oyuncu alacak kulüp sayısının bir kaç taneyi geçmeyecek olması.
İşte tam bu noktada bir kısır döngü başlıyor. Futbol federasyonu, mali kıstaslara ne kadar dikkat edecek, uymayanlara gerçekten de transfer yasağı koyabilecek mi göreceğiz. Kıstaslara uymaya çalışan ama aynı zamanda başarılı olmaya çalışan kulüpler buldukları imkanlar ile yabancı futbolcu transfer etmeye çalışacak, bundan en çok da oyuncuları Türkiye’ye getiren menajerler kazanacak.
Bu kısırdöngüden nasıl çıkacağız ? Bu sorunun cevabı maalesef Türkiye’de pek çok sorunun cevabı ile aynı: EĞİTİM. Türkiye’de futbola yönelik milli bir eğitim planlaması, programı olmadığı sürece bu kısırdöngülerde kaybolmaya mahkumuz. 75 milyonluk ülkeyiz bizde niye dünya çapında futbolcu yetişmiyor ? Bu soru futbolun ucundan kenarından ilgili herkesin duyduğu,sorduğu bir sorudur. Cevap da çok basit aslında. Altyapıya aldığımız oyuncuları iyi eğitimediğimiz sürece, altyapıdan oyuncu çıkaramadığımız, çıkardığımız oyuncuların potansiyellerine ulaşmalarını sağlayamadığımız sürece taşıma su ile değirmen döndürmeye çalışacağız. Bugün bu kural olacak, yarın olmadı başka kural olacak. Ülkemizde bu sadece futbol için de geçerli değil. Son 10 senede ilk ve orta öğretimde sınav sisteminin kaç kere değiştiğini göz önüne getirebilirsiniz.
Bu sene kural böyle iken seneye değişmeyeceğini kim garanti edecek ? Örneğin, bu sene ve önümüzdeki sene planlarını mevcut yabancı kuralına göre yapan takımlar zarar etmedi mi ? O takım veya takımların zararı nasıl tanzim edilecek ? Bu gibi sorular cevapsız kalacak.
İşin bir de şu yönü var tabi.. FMHikayeleri olarak bunu da yazmadan geçmeyelim… Her sene FM için Avrupa Birliği yaması yayınlıyoruz. Artık böyle bir yama yayınlamaya gerek kalmayacak. Sanırım bu habere en çok FM severler sevinmiştir, yabancı sınır yok, gelsin genç yetenekler, gitsin genç yetenekler.
Ne diyelim hayırlısı olsun bakalım…
Not: Karar açıklaması Anadolu Ajansı’ndan alınmıştır.