Football Manager 2015 kariyer yazılarımıza aramıza yeni katılan Batuhan Babaoğlu’nun Konyaspor kariyer ile devam ediyoruz. İşte Batuahn’ın Anadolu kartalı Konyaspor ile Football Manager 2015 kariyerinin ilk sezonu.
Football Manager, 12 yaşımdan beri her yıl büyük bir heyecanla oynadığım menajerlik oyunudur. Her sene aldığım takımlar; Beşiktaş, Liverpool, Real Madrid ve Roma ile stabildir. Ancak bu sezon bir değişiklik yapmak istedim. Fenerbahçe’ye oynattığı pas odaklı ofansif futbolla dikkat çeken Aykut Kocaman’ın Konyaspor’a imza atması ve çok sevdiğim Gabriel Torje’nin orada bulunması beni cezbetti.. Ve Konyaspor ile başladım büyük mücadeleye…
Tabii, fazla maddi bir kaynak bulunmadığı için; transferde bonservisi elinde olan oyunculara yönelmenizde fayda var. Ognjen Vranjes, 24 yaşındaki Bosnalı stoper, hem bonservisi elinde hem de savunmanızı toplayan bir genç yıldız… Hiç düşünmeden kadroma kattım ve sezon boyunca hem savunmada hem attığı gollerle büyük katkısı oldu. Aldığım diğer yıldız, bonservisi elinde olan ve Fenerbahçe’den hatırladığımız Cristian Baroni. Brezilyalı yıldız, sezon boyunca iki yönlü orta saha olarak takımını başarıyla sürükledi. Az paraya oyuncu satarak katkıda bulunabiliyorsunuz demiştim. Bursaspor’dan Ozan Tufan’ı ve Terek’ten Maciej Rybus‘u artık Allah ne verdiyse 36 taksite bağlayarak yeşil-beyazlı renklere bağladım.
Oyuncu satışlarından ise; Fuchs, Rangelov, Ali Turan ve Vukovic satılarak hatırı sayılır bir miktar elde edebiliyorsunuz.
Dediğim gibi, 36 ile 48 ay arasında değişen taksitlerle iki yıldızı kadroya katabilmem; sezon sonundaki durumunda çok işime yaradı.. Taktiğime gelelim.
Görüldüğü üzere klasik taktiğim olan ve Football Manager’de her aldığım takıma uyguladığım olan 4-2-3-1 Geniş Alan’ı tercih ettim.
Kaleci konusunda şöyle bir sıkıntım vardı. İlk sezon Kaya Tarakçı ve kiralık gelen Belec ile idare ettim. Sezon sonunda ikisi de takımdan ayrıldığı için kaleci kısmını boş bıraktım. İlk sezon bu oyuncuları kullandım. Özellikle ilerideki 4’lü Rybus-Hleb-Torje-Marica‘nın performansı sayesinde hep üstte kaldım ve oyun anlamında ezilmedim.
Mantalite olarak “Kontrollü” oynadım ve “Akıcı” bir sistem seçtim. Oyuncularım geniş alanda oynadı. Daha yaratıcı bir şekilde oynadılar. Tam saha pres yaptılar, ofsayt taktiğini kullandılar ve daha sıkı markaj yaptılar. Taktiksel ayarlardan da seçtiğim seçenekler bunlar oldu. Torje’yi “Kanat Oyuncusu-Hücum” ve Rybus’u da “Kanat Oyuncusu-Destek” olarak ayarlamak fayda sağladı. İki oyuncu da bu rollerinde kendilerini aştılar ve etkili bir performans gösterdiler.
Spor Toto Süper Lig 2014-2015 sezonundaki fikstürüm bu şekildeydi. Genel olarak evimde dengim takımlara karşı fazlasıyla etkiliydim. Dört Büyüklere karşıysa pek iyi mücadele edemedim. Çünkü arada belli bir oyuncu kalitesi farkı ve hücum kalitesi farkı bulunuyor. Umarım 2. sezonda bu konuda daha etkili olacağım.
Mantalite ayarlarını “Kontrollü” ve “Akıcı” şeklinde ayarladığınızda; dediğim gibi özellikle evinizda, sonra da dış sahada denginiz takımlara karşı etkili sonuçlar alabiliyorsunuz. Bu sistem ile takımınız paslaşmayı önemseyen, kanat hücumlarına dayalı, hızlı kanat akınlarını seven bir performans gösteriyor.
2014-2015 sezonu, genel olarak Trabzonspor ve Galatasaray’ın hemen unutmak istediği bir sezon oldu. Oyuncu kullanımlarında ve gösterdikleri performanslarda çok kötüydüler.
Konyaspor’a gelelim.. 34 hafta sonunda 19 galibiyet, 7 beraberlik ve 8 mağlubiyet yaşadım. Mağlubiyetlerin de çoğu Dört Büyüklere karşıydı. Şampiyon Fenerbahçe, her maç üzerine daha fazla koyarak şampiyonluğı haketti. Arkasında ise Beşiktaş ile ben arasında son haftaya kadar süren bir yarış vardı. Kaybeden taraf, normal bir şekilde biz olduk. Sezonu 64 puan ile 3. bitirdik ve Avrupa Ligi’ne Konyaspor tarihinde ilk kez katılma şansı kazandı. Yeni sezonda Avrupa Ligi’ne grup aşamasından katılacağız.
Marica-Rybus-Hleb ve Marica dörtlüsü sayesinde bir Anadolu takımından beklenmeyecek şekilde çok fazla gol attık. Hücum yönümüz mükemmeldi. Bunun tam aksine, savunmada tel tel döküldük ve sezonun en çok gol yiyen ekiplerinden biri olduk. Bu duruma sezon boyunca engel olamadım, umarım yeni sezonda hataları daha aza indireceğim… Ancak burada sevindirici nokta, yediğimizden fazlasını atabilmemiz…
Türkiye Kupası’nda tüm sezon, genellikle yedek futbolcularımı, gençleri ve fazla şans bulamayıp dırdır yapan futbolcularımı değerlendirdim. Bu sayede gruplara kaldım ve grubu Beşiktaş’ın ardından averaj farkıyla 12 puanla 2 bitirdim.
4. Tur’da karşıma çıkan ekip Eskişehirspor oldu. Yedekler, zorlandı; ancak penaltılarla rakibimizi eleyebildik. Çeyrek Final’da rakibim ligin en zayıfı Balıkesirspor oldu. Rahat galibiyetlerle rakibi elemeyi başardık. Yarı Final’de rakibim Galatasaray’dı. Gençler ve yedekler, büyük takıma dayanamadı ve haliyle Yarı Final’de kupaya veda ettik.
Ciprian Marica, sezonun kırılma maçlarında attığı gollerle dikkat çekti. Onu “Yaratıcı Forvet” olarak kullandım. 2013-2014 sezonunun toplam 3 ayı sakatlıklarla boğuştu; toplamda 17 gol ve 10 asistlik bir performans sergiledi. Bu performansıyla da yeni sözleşmeyi hak etti (:
Gabriel Torje… 16-17 yaşlarından beri takip ettiğim, gelişimini heyecanla izlediğim ve hak ettiği değeri görmediğini düşündüğüm bir futbolcu… Konyaspor’da sağ kanatta yer aldı ve kilit oyuncumdu. İlk sezon gelen 3.’lükte ligde attığı 15 gol ile en büyük katkıyı yaptı. Sezon boyunca toplamda 17 gol 9 asistlik bir performans gösterdi. Onu çok sevdiğim için, tekrar kiraladım. Seneye umarım bonservisini alacağım (:
Maciej Rybus.. Polonyalıların genç yeteneklerinden… Takımı ilk aldığımda; sol açık oynayacak ve duran topları kullanabilecek adam gibi bir oyuncuya ihtiyacım vardı. Rybus, bunun için biçilmiş kaftandı. Düşünmeden aldım ve sezon boyunca çok işime yaradı. 10 gol 11 asistlik bir performans gösterirken; bunların çoğu duran toptandı. Duran top etkinliği ve hızlı adam geçişleriyle hayat kurtardı.
Ligde aldığım üçüncülük ve Avrupa Ligi’ne gidişim ile birlikte Konyaspor’un itibarı da biraz artmış oldu. Bu üçüncülük ile birlikte, serbest kalacak oyuncular listesine yöneldim. Kulüplerinde etkileyici bir sezon geçiren Ings ve Romero, bedelsiz bir şekilde takımımıza katılırken beni de çok sevendirdi. Ersan Adem ve Cenk, siyah-beyazlılarda satış listesindeydi düşünmeden kapımı açtım (: Bursaspor’da dikkat çekici performanslar sergileyen Fernandao’yu da 12 ay taksitle renklerime bağladım. Avrupa Ligi için beni son derece kuvvetlendiren transferler oldular.
İlk defa katılacağım Avrupa Ligi’nde ise kura şansı yanımda olmadı. Rakiplerim PSV, Lille ve Lech Poznan oldu. Umutlar biraz azalsa da amansız bir mücadele vermem gerekecek. Hırslı biri olarak buna hazırım, gruptan çıkamasak bile dikkat çekici bir performans sergilemek istiyoruz.
Yeni sezonda ligde amacımız, yine 3. sıra için savaşmak olacak. Böyle iyi bir ivme yakalamışken; Konyaspor ile her sezon Avrupa’da yer almak istiyorum.