Football Manager 2015 kariyer incelemelerimize yazıları ile sitemize renk getiren Uğur Yılmaz’ın Adana Demirspor kariyerinin 3.sezonu ile devam ediyoruz. İşte Uğur Yılmaz’ın Anadolu’nun gür sesi Mavi Şimşekler Adana Demirspor kariyerinin üçüncü sezonu.
Geçtiğimiz 2 haftada yayımlanan Adana Demirspor 1. ve 2. Sezon kariyerimi okumuşsunuzdur, şimdi ise sizlerle 3. Sezonda neler yaptığımıza bakacağız. Adana Demirspor’un 20 yıllık hasret sonrası Süper Lige geri döndüğü ilk sezonu buradan, Süper Lig’de Çaykur Rizespor’un şampiyon Adana Demirspor’un 3. olarak bitirdiği ikinci sezonu ise buradan okuyabilirsiniz.
Öncelikle takımda 2 sezondur yaşadığım mali krizi bu sene atlattım, zira geçtiğimiz sezon ligi 3. sırada bitirince yönetimde transferler paralarını ve maaşları yükselterek bana büyük bir sürpriz yaptılar. Transfer harcamalarını tam 15 M €, maaşları ise 8 M € yaptılar.Transfere bu kadar para ayrıldığını görünce bende artık büyük oynamaya karar verdim, çünkü 3. sezonum için hem Lig, hem Avrupa, hemde kupada başarılı olmak istiyordum. İlk hamlem çok yiyen takıma sağlam ve genç bir defans oyuncusu almak oldu. Bu isim oyunun wonderkidlerinden ve çoğumuzun transferler listesinin ilk sırasında olan Kolombiyalı genç Alvarez Balanta oldu. Balanta’nın takımı olan River’a ise 11.25 M € bonservis bedeli ödedim ve kasamız baya bir boşaldı. Defans mevkisinde iki beke de yine çok önemli isimleri cüzzi bir miktar paraya aldım. Sağ beke oyunun Türk gençleri içerisindeki en yetenekli oyuncularından birisi olan Ozan Tufan’ı Napoli’den kiralayarak aldım, yine sağ beke Serdar Kurtuluş hamlesini yaptım oyuncunun Beşiktaş’la sözleşmesi biter bitmez kaptım. Sol beke ise 3M € vererek Eskişehirspor’dan İsmail Köybaşı‘nı aldım, bu 3 M €’nun %60’ını 48 ay taksite bölerek ödedim.[hana-code-insert name=’FMH_2’ /]Bunların yanı sıra Orta Sahaya da 33 Yaşındaki Rumen futbolcu Hoban ve Barcelona B Takımından aldığım 18 yaşınaki Adria Garcia‘yı transfer ettim. Ofansif Orta Saha mevkisine ise oyunun Türk Wonderkidlerinde gösterilen Muhammed Demirci‘yi bonservissiz aldım. Forvet ismi ise bir hayli iyi bir isim oldu, Yine oyunun Türk Wonderkidlerinde yer alan müthiş yetenek Enes Ünal‘ı Juventus’tan kiralayarak forvet mevkisinde Bonazzoli’nin yanına güzel bir ismi katmış oldum. Takımda geçen sene kiraladığım Bonazzoli ve Okan Kocuk‘la da yeniden anlaştım bu arada. Sezon başı transferlerim böyleydi, Ocak ayında ise sadece Günay Güvenç’i A2 takımım için aldım. Yani bütün sezon boyunca bunlardan başka hamlem olmadı takıma. Transferlerin takıma katkı ise yine her zamanki gibi müthiş oldu. Takımdan yolladıklarımın çoğu ise PTT 1.Ligden kalma isimlerdi ve artık bu takımda forma giyemezlerdi.
Takıma bu kadar takviye yapınca mecburen taktiklerde de oynama yaptım, Özellikle Enes’in gelişiyle Enes’i ve Bonazzoli’yi yan yana kullanmak istedim ve Son 2 sezondur kullandığım 4-2-3-1 sistemini bozarak klasik 4-4-2 sistemine geçiş yaptım. Oyun anlayışım yine kontrollü, takım şeklim ise katı oldu. Talimatlarda ise yine her zamanki gibi pas oyununa önem gösterdim.
Personellerde ise geçen sezonun Mart ayında yaptığım gibi bu sezonda önemli isimleri kulübeme kattım. Öncelikle maaş konusunda anlaşamadığım 2 senedir Asistan Menajerliğimi yapan Tayfur Havuçtu’yu kovdum. Yerine ise çokta iyi olmayan ama benim büyük hayranı olduğum yeni futbolu bırakmış Steven Gerrard’ı aldım. Steven bana pek yardımcı olmuyor ama yinede takımda tutuyorum onu. Futbol Direktörü olarak gözünüzün kapalı olarak kulübü emanet edebileceğiniz Önder Özen‘i aldım. Baş Gözlemcim Fenerbahçe’den Melikşah Gezgin oldu. Ve bir diğer göze çarpan transferimde Kasımpaşa’dan Hollandalı antrenör Jan Wouters oldu. Jan antremanlar konusunda sizlere büyük kolaylıklar sağlayacaktır. Diğer Personel transferlerimin çoğu ise A2 ve 19 Yaş altı takımlarına oldu.
Geçen sezon ligi 3. sırada bitirince Avrupa Ligi’ne 3. Ön Eleme Turundan katıldım. Bu sebepten dolayı sezonu en erken açan takımlarının başında geldim. 3. Ön Eleme Turunda karşıma APOEL gibi kolay bir takım gelince iki maçta da çok rahat oynayarak Play-offlara kaldım. Play-offlarda ise Alman Devi Mönchengladbach geldi. Mönchengladbach’ı ise futbol şansı ile yendim çünkü takım hem içeri de hemde dışarı da çok iyi oynadı fakat skora gitmesine biz bildik. İlk maçı 2-1 evimde, ikinci maçı ise 3-2 deplasmanda yendim. Çok fazla bir beklentim olmadığı zevkine katıldığım ve para için maç kazanmaya çalıştığım Avrupa Ligi maceram da böylece başlamış oldu. Lige ise Avrupa Ligindeki başarımın yanı sıra çok kötü başladım, kendi evimde Bursaspor’a 4-1 mağlup oldum, sonrasında Sivasspor’u deplasmanda 5-2 yensemde yine kendi evimde Kasımpaşa’ya 3-0, deplasmanda ise Gençlerbirliği’ne 3-2 mağlup olunca ilk 4 hafta da sadece 3 puan almış oldum. Bu mağlubiyetin ardından ise 6 maç üst üste kazandıktan sonra deplasmanda yine Galatasaray’a mağlup oldum.
Daha sonrada Beşiktaş ile evimde berabere kaldıktan sonra yine çıkışa geçtim. Ligde maçlar çok istikrarsız bir şekilde sürerken Fenerbahçe ise lige resmen damgasını vuruyordu. ZTK’da ise direk gruplardan başladım. Gruplarda önüme basit takımlar çıktı ve gruptan rahat şekilde çıktım.
Ama bir sonraki turda Fenerbahçe’ye penaltılarla elendim. Ligde son düzlüğe ise Fenerbahçe’yle baş başa gireceğimi ön görüyordum Oyun da zaten 2 Fener maçınıda 32 ve 33. Haftalara katmıştı. Ama 31. Hafta da deplasmanda Akhisar’a 3-2 yenilince Fenerbahçe ligin bitimine 3 hafta kala şampiyonluğunu garantiledi ve bundan sonra oynayacağım maçlar sadece ŞL’ye kalmak içindi. Kalan 3 maçın 2’sinde Fener’i son maçta ise Kayseri Erciyes’i yenince ligi ikinci bitirerek ŞL’ye kalmayı başardım. Lig Sonunda oluşan puan durumu ise şöyleydi:
Ligde dikkatimi çeken bir başka olayda geçen sezon lige damgasını vuran Rizespor ve Trabzonspor’un bu sezon çok kötü noktalarda ligi bitirmeleri oldu.
UEFA’da ise gruplardan deplasmanda geri dönüşlerle aldığım puanlar sayesinde zar zor çıktım, ama bir sonraki turda CSKA’ya elenmekten kurtulamadım ve bu rüyada başarısızlıkla sona erdi. Geri dönüş yaptığım maçlar:
Bu arada 2016 yılında Türkiye’de yılın futbolcusu da bizim müthiş yetenek Pavel Savitskiy seçildi.Savitskiy sezon sonunda ise Yılın Yabancısı ünvanına sahip olurken, Balanta’da yılın defansı, Enes ise Gökhan Töre’nin ardından sezonun futbolcusu oldu. Yine genç file bekçim Okan Kocuk’ta yılın en iyi genç futbolcusu seçildi.
Ligde devre arasına girerken ise İngiliz devi Manchester City’den teklif geldi fakat ben kabul etmedim. Yine Lig sonunda da Arsenal’ın teklifini reddettim.19 Yaş Altı takımında ise işler yolunda bu sezon gitmedi. Zira takım zirveden bir hayli uzak bir pozisyonda ligi tamamladı.
19 Yaş altı takımında işler yolunda gitmezken 21 Yaş altı takımı yani A2 takımım ise Ligde şampiyon oldu.
Yıl sonunda ise Taraftarlar Yine El Ghanassy’i yılın futbolcusu ödülüne layık gördüler.
Temmuz ayında Konfederasyon Kupasında Rusya’nın başarısız olmasının ardından Rusya da Teknik Direktör Capello’nun görevine son verdiler ve bu görev için bana teklif getirdiler, bende Rusya’nın 2018 Dünya Kupasına direk katılacak olmasının verdiği avantajla kendimi orada da göstermiş olacaktım ve görevi kabul ettim.
Artık hem Rusları, hemde Demirspor’u çalıştıracağım.