Everton kariyeri ile ilgili bir önceki yazımızda, birinci sezon ilk yarı özetini anlatmıştık. Bugün ise, heyacanlı geçen ikinci yarının özetini vereceğiz.
İlk önce değinmemiz gereken nokta, yıl sonunda yeni sezon için yapılan bedelsiz transferler. Bedelsiz transfer olarak Everton’a birbirinden önemli 3 oyuncu kazandırdığım için mutluyum. Zira bu transferler yaz sezonunda verilecek olan transfer bütçesini çok daha rahat kullanabilmemi sağlayacak. Ancak bir başka bedelsiz transfer var ki Ocak 2014 başında Everton kadrosuna kattığım bu oyuncunun takıma olumlu etki yapacağından emindim.. Bu isim, 36lık dev Frederic Kanoute.. 36lık deyip geçmemek lazım, zira özelliklerine bakınca siz de bana hak vereceksiniz.
Kanoute’yi tek forvet arkasına düşündüğm için takıma kattım. Bir de harika çocuk adayı Ross Barkley, bu pozisyonda oynuyor ancak uzun bir maç maratonunu kaldırabileceğinden emin değildim. Bir de Kanoute’yi Ross Barkley’in gelişiminde de kullanmayı düşünüyorum. (Kanoute’yi ligin 2. yarısında takıma katmakla birlikte, Kanoute forma giydiği 13 maçta 4 gol 1 asist ile oynadı, 2 kez de maçın adamı oldu. )
Gelelim yeni sezon için yaptığım transferlere:
[hana-code-insert name=’FMH_ADS_INPOST’ /]
Bu transferlerden en çok da Manuel Fernandes transferine sevindiğimi söylesem sanırım yalan olmaz. Manuel Fernandes’in gerçekte de sözleşmesi ile ilgili ortada dolanan spekulasyonlar oyuna da aynen yansımış. Manuel Fernandes’i BJK yönetimi bir türlü ikna edemediği için 2014 başında maalesef bedelsiz olarak kaybetmek durumunda kaldılar.
Manuel Fernandes’in hem ortasahanın göbeğinde hem de forvet arkasında oynayabiliyor olması, kadro derinliği oluşturma çalışmalarımda bana son derece yardımcı olacak.
Antonio Candreva : Bu transfer takım için nokta bir transfer diyebiliriz. Çünkü Sağ açık pozisyonunda oynayan Kevin Mirallas yaptığı bir toplantı ile artık daha büyük bir takıma geçmek istediğini söyledi. Her ne kadar ikna etmeye çalışsam da durumdan hoşnut olmayan Mirallas, performansını giderek düşürmeye başladı. Sezon sonunda Mirallas’ı büyük olasılıkla satacağım için, onun yerini şimdiden dolduruyor olmak sevindirici bir gelişme.
Candreva’nın sağ ve sol açık pozisyonlarında oynuyor olması Pienaar ve Neismith için de güzel bir alternatif olacak. Bir teknik direktör için en tatlı problem herhalde elindeki oyunculardan hangisini oynatacağına karar vermektir ve 2. sezon böyle bir takım kurmak için şimdiden kolları sıvadım diyebilirim.
Benoit Costil: Bir diğer nokta transferim de Costil diyebilirim. Tim Howard’ın 37 yaşına gelmesi, yedek kalecim Joel’in henüz a takım için hazır olmaması gibi sebeplerden ötürü yeni sezonda bir kaleci almak transferdeki kısa listemin başında geliyordu. Bunu da şimdiden halletmiş olduğum için seviniyorum.
Transferlerden sonra lige dönecek olursak, 2. yarı da en az birinci yarı kadar heyacanlıydı yalnız 2. yarıda Everton 1. yarı performansından daha düşük bir performans gösterdi ki bu esasında beklediğim bir gelişmeydi. İlk yarıda 42 puan toplayan Everton 2. yarıda ise 35 puan toplayarak, toplamda 77 puan ile ligi 3. tamamladı.
Samimi söylemek gerekirse, oyuna ilk başladığımda hedefim ligi ilk beşte bitirmekti ancak özellikle ilk yarıdaki başarılı ve de şanslı sonuçların ardından gelen 3.lük beni hem sevindirdi hem de heyecanlandırdı. Çünkü daha birinci sezondan şampiyonlar ligi bileti almak, özellikle kulübün finansmanı için bize yeni gelir kapıları açaacak.
Everton ile 2. yarıda yaptığım 19 maçta 9 galibiyet, 8 beraberlik ve sadece 2 yenilgi aldım. Bakıldığında işler güzel gitmiş görünüyor ama çok daha güzel gidebilirdi. Mesela alınan 2 mağlubiyetten bir tanesi Manchester United’a karşı ki bunu anlıyorum ancak sezonun son maçında lig 14.sü Stoke City’e yenilmek ve bu sebeple ligi 2. bitirme şansını Chelsea’ye hediye etmek insanın canını ister istemez sıkar.
Bir diğer can sıkıcı nokta da takmın son 7 maçından sadece 1 galibiyet çıkarabilmesi, 5 tane üst üste maçı beraberlikle tamamlamasıdır ki Nisan Mayıs aylarında takımda neden böyle bir düşüş yaşandığına anlam veremedim. Yoğun maç temposu, talihsiz sakatlıklar gibi sebepler sayılabilir tabi ki ancak kaybedilen onca puan göz önüne alındığında kadro derinliğinin ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor.
Kiralıkların Katkısı: Everton kadrosunda kiralık olarak yer alan iki oyuncu da takıma çok şey kattı. Kiralık oyuncular Lukaku ve Deulofeu.
Chelsea’den kiralık Lukaku sezonda forma giydiği 23 maçta ağları 12 kez sarsarken, 2 asist yaptı, 3 kez de maçın adamı seçildi.
Barcelona’dan kiralık kanat oyuncusu Deulofeu ise forma giydiği 32 maçta 9 gol, 9 asistlik ortalamayı tuttururken 1 kez de maçın adamı oldu.
Lukaku ve Deulofeu’yu 2. sezon da takımda tutmak istedim ancak bu kadar üstün performans gösteren oyuncuları, takımları doğal olarak kadrolarında görmek istediler ve tekrar kiralayamadım.
İlginç Haberler:
İkinci yarının hemen başında Premier League in iki önemli takımında teknik direktör değişikliği oldu.
İlk kovulma haberi Liverpool’dan geldi. Liverpool Şubat başında Brendan Rodgers ile yollarını ayırdı. Yol ayrımında Liverpool 10. sıradaydı. Liverpool, Rodgers’ın yerini Spalletti ile doldurdu ve ligi yine 10. sırada tamamladı.
Bir diğer kovulma haberi ise Manchester City’den geldi. Sezon başında şampiyonluk ümitleriyle takımın başına getirilen Manuel Pellegrini, Rodgers ile neredeyse aynı zamanda kovuldu.
Pellegrini Şubat ayında kovulduğunda ManCity 6. sıradaydı. Pellegri’nin yerine gelen Andre Villas Boas lı Mancity ise sezonu 4. olarak bitirdi. Tottenham da , AVB’nin yerine Swensea’nin hocası Michael Laudrup’u getirdi. Laudruplu Tottenham, Avrupa Kupası’nın sahibi oldu.
Kariyer hikayemize, 2. sezon yaz dönemi yazımızla devam edeceğiz.
Bol FMli günler