FM 2015 çıkacağı zaman hangi takımla başlarım diye düşünürken aklıma ilk gelen takım Osmanlıspor oldu çünkü FM 2014’de de eski adıyla Ankaraspor olan bu takımı alıp yönetmeyi seviyordum. Tabi adı Osmanlıspor olunca FM’de beni en çok etkileyen şey olan takımla bağ kurma konusunu da çözmüş olduk. Gelelim kariyerimizin ilk sezonuna.
Takımın kontrolünü aldığımızda karşımıza çıkan ilk durum kulübün maddi sıkıntı içinde bulunması ve bu yüzden de transfer için pek paranızın olmamasıydı. Zorluğu seven biri olduğum için devam ettim ve ligde yaptığım araştırmalar ve daha önce yazarlarımızdan Uğur Yılmaz‘ın da incelemesini yaptığı oyunculardan Volkan Yaman‘ı sezon başında; Pavel Savitskiy’i ise devre arasında takımımıza kattım (İnceleme yazılarını okumak isteyenler buradan göz atabilir). Eldeki para ile daha fazla transfer zaten mümkün değildi malesef.
FM 2015’in FM 14’den farklı yönleri olduğunu inceleme yazımızda belirtmiştik. Bu özelliklerden biri de daha çok gol pozisyonu ve daha çok gol atma ve yeme olmuş. Takıma klasik 2 taktiğimden biri olan 4-2-3-1‘i oynatmak istedim fakat ligde aldığımız sonuçlar gol yememenin gol atmaktan önemli olduğunu gösterdi bize. Ben de diğer favori taktiğim olan 4-1-2-2-1′e geçtim (Taktiklerimle ilgili yazı için bizi takip etmeye devam edin).Bu taktik genelde az gol atan esas amacı gol yemek olmayan bir taktik gibi gözükse de DMC pozisyonunda oynattığınız oyuncuyu registra rolünde oynatırsanız taktiğinizin hücumda ne kadar etkili olduğunu göreceksiniz.
Taktik değişikliği ile beraber iyi sonuçlar almaya başlasak da FM 2015’in yeniliklerinden biri olan huysuz oyuncular takımımızda da ortaya çıktı ve bu durum baş ağrıtıcı bir hal aldı çünkü takım arkadaşlarının moralini de bozmaları sonucu yönetimden uyarı almama sebep oldu. Üstelik bu durum ligdeki pozisyonunuzdan bağımsız devam ediyor çünkü o sırada ligde liderdik fakat moraller normalin altındaydı.Bu sıkıntılar kadroda ufak değişiklikler yapıp bazen de masaya yumruğu vurunca azaldı fakat maç sonu konuşmaları ve kadro seçiminin ne kadar etkili olduğunu göstermiş oldu.
Devre arasında takımımıza kattığımız Pavel Savitskiy gibi önemli bir kariyere sahip olma potansiyeli olan bir futbolcu ile ligin ikinci yarısında başarılı sonuçlar aldık ve takım içi huzuru da sağladıktan sonra şampiyonluğa ulaştık ve Süper Lig biletini kaptık.
Ligde bulunan Kayserispor ve Antalyaspor gibi şampiyonluğun en önemli 2 favorisini geçmek tabi ki güzel bir sonuç oldu fakat bu sonucu alırken elimizde bulunan yetenekli oyuncuların katkılarını asla göz ardı etmeyeceğim. Öne çıkan başarılardan 3 kişiyi sizlere takdim etmek isterim.
Mehmet Yıldız: Yiğido lakaplı futbolcumuz ligde her maçta ilk 11’de çıkmamış olsa da gol krallığında 3.sırada kendisine yer buldu ve yaşına rağmen sözleşme yenilemem gerektiğini bana kanıtladı.
Erdal Kılıçarslan: En son Süper Lig’de Konyaspor formasını terletmiş tecrübeli Erdal istatistiklerden de gördüğünüz gibi sol açık pozisyonunda bir hayli etkili olmuş ve Süper Lig kadromuza adını yazdırmıştır.
Pavel Savitskiy: Yazı boyunca bahsettiğimiz Savitskiy’den daha çok bahsetmeye gerek yok heralde.
Yazının başlığında gördüğünüz gibi çerilerim ve ben ilk sezonumuzda başarıyı yakaladık ve Süper Lig’de iyi bir derece alma amacıyla yolumuza devam ediyoruz.[hana-code-insert name=’FMH_2′ /]
İlerleyen yıllarda Şampiyonlar Ligi‘ne gitmemiz durumunda Barcelona‘yı 4 gözle bekliyoruz.