Football Manager 2015’te kariyerlerimize hız kesmeden devam ediyoruz. Aramıza yeni katılan yazıları ile sitemize renk katan Erimcan Karabacı’nın kaleminden “Yeni Kasımpaşa- Bir İstanbul Masalı” adını verdiğini Kasımpaşa kariyeri ile FM 2105 ile alakalı paylaşımlarımıza devam ediyoruz.
Başlıkta da bahsettiğim gibi bu kariyerime Kasımpaşa ile başlayıp adeta takımı “komple” değiştirip, yoğun bir transfer dönemi geçirdikten sonra bütün yabancıları değişmiş ve adeta “Yeni Kasımpaşa” yı yaratma düşüncesiyle kariyerime başlıyorum. Transferde önceliklerim ise ağırlık olarak gençler, ve başlarındaki abiler olacak, yani 18’lik çömezleri 35’lik abilerle biraraya getirip harmanlayacağım. Birde şunu söylemeliyim ki kariyerime “Arjantin-Haziran” modunda başlayacağım. Böylelikle 15 günlük bir “transfer dönemi” kazancım olmuş olacak ki bu da aslında çok önemli. Karşınızda eski Kasımpaşa.
Oyuna başlar başlamaz tüm yabancılarımı satılık listesine koydum ve bir kısmını belli fiyatlara önerdim. En büyük şaşkınlığımı Ryan Babel üzerinde yaşadım. Monaco’dan 8 M £’luk teklife “pazarlıkta yapacaklar nasılsa” diyerek 16 M £ ile karşılık verdim ve herifler 15.75 Milyona anında tav oldular. Buda transfer sezonunda benim elimi oldukça rahatlattı. Diğer oyuncularında büyük kısmını da satınca transfer sezonunda istediğim gibi rahat hareket edebildim. Birde şu var, yabancı diye satmaya uğraştığım Sanharib Malki’nin birkaç gün içerisinde Türk statüsünde olduğunu öğrenmem beni çok rahatlattı diyebilirim. Yaptığım transferlere gelecek olursak, transferlerde taksitler sayesinde baya transfer yaptım ancak nerdeyse uçan kuşa bile borçlandım diyebilirim. Ancak takım son haliyle tam görmek istediğim gibi oldu diyebilirim. Daha oyuna başlar başlamaz Pavel Savitskiy’le ilgilendiğimi açıkladım ve 90 B £’ya takımla el sıkıştım, ancak asıl önemli olan Pavel’i ikna etmekti çünkü peşinde birçok dünya devi vardı. Özellikle ilgilendiğimi açıklamamın büyük etkisi olduğunu düşünüyorum ki önce takıma gelmeye can attığını açıkladı hemen ertesi gün ise teklifimi kabul etti. Pavel’in dışında ilk günlerde yaptığım takviyelerden birkaçı ise şöyle oldu; İssakson’u satmayı düşündüğümden yerine bonservisi elinde olan Tomasz Kuszczak’ı ve Türk oyuncu olarakda çok ucuz bir maliyete Serkan Kırıntılı’yı aldım. Böylelikle hem İssakson’un satışından elimde para kaldı, hem kaleye 2 oyuncu birden aldım, hem de Tomasz Kuszczak gibi tecrübeli bir oyuncuyu takımıma katmış oldum. [hana-code-insert name=’FMH_2′ /]Sol beke yedek amaçlı Volkan Yaman’ı, sağ beke ise Muslu Nalbantoğlu takviyelerinde bulundum. Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim Muslu’da gösterdiği performansla ilk 11’ime girmeyi başardı ve formayı Orhan Şam’dan kaptı. Ayrıca geçmiş duygularım kabardı ve sırf kendimi mutlu etmek için Juan Pablo Aimar’ı da transfer ettim. Bunların dışında Emre Çolak’ı kiralayıp, Okay Yokuşlu’yu satın aldım. Sağ kanada FM 15’te ilk göz ağrım (genç oyuncu anlamında) olan Dorin Rotariu’yu transfer ettim. Bunların dışındaki transferlerim ise Gil Romero, Eder Balanta, Serdar Aziz, Youssef Mohamad ve Emre Güral(kiralık) oldu. Evet baya transfer yaptım, tüm takımı değiştirdim adeta. Ancak daha da bitmedi, devre arasında Jem Karacan’ı ve David Trezeguet’i de kadroma kattım ancak onlara daha sonra değineceğim.
Toplamda 17 transfer yapmışım, boşuna ‘Yeni Kasımpaşa’ demiyorum. Evet bukadar transferden sonra taktiğe gelecek olursak zaman zaman Aimar’lı 4-2-3-1, zaman zaman ise Aimar’sız 4-2-4 diye tabir ettiğimiz taktiği kullandım ama genel taktiğim Aimar’sız olandı çünkü Aimar yaşından dolayı artık 20 maçı bile kaldıramıyor. Ancak oynadığı zamanlarda ‘ah be ne vardı 34 değil de 24 yaşında olsaydın’ demeden edemiyor insan. Tabi bende pek tarafsız yorum yapamıyorum ona karşı, aslında en kritik 2 maçta kaçırdığı 2 penaltı ile Türkiye Kupası’na daha gruplarda veda ettiğimi de sizlerden saklayacak değilim.
Takım komutlarına gelecek olursak, daha kısa paslı, topa hakim, dar alanda kısa paslaşmalar yapan ancak sanılanın aksine hücuma kanatların yön verdiği bir takım kurmak istedim. Sonuçta bir kanadım Savitskiy diğer kanadımsa Rotariu. Ve bu komutlardan çok memnun kaldım, beklediğim gibi iki oyuncuda yüksek verimle oynadılar ve ligde istediğim başarıyı yakalamamı sağladılar.
Lige gelecek olursak, ilk 3 maçta aldığım koskoca bir “0” puandan sonra adeta ben bile şok oldum ancak bu üç maç sırasıyla Trabzonspor(Deplasnman), Eskişehirspor(Evimde) ve Galatasaray(Deplasman) oldu. Ve bu 3 maçın ardından takım, taktik uyumununda oturmasıyla adeta şaha kalktı ve arka arkaya 6 maç galip geldik ta ki Fener deplasmanına kadar. Tüm sene boyunca en büyük dezavantajım Beşiktaş hariç 4 büyüklere hep yenilmem oldu. Neyse lige dönecek olursak devre arasına 4. Sırada girdim ancak en önemli eksikliğim forvetteki oyunculardan istediğim kadar faydalanamam olmuştu ve pekte transfer bütçem kalmamıştı. Serbest oyunculara bakarken birden onu gördüm, “David Trezeguet”. Yıllarca Juventus formasıyla bizleri kendisine hayran bırakan oyuncu serbestti ve özellikleri halen benim diyen oyuncuya taş çıkartırcasınaydı. Aşağıda da oyun başında Trezeguet’nin özelliklerini görebilirsiniz, hem kafa toplarına hakim hem de bitiriciliği bukadar yüksek olan futbolcu yaşına rağmen yüksek özelliklere sahip.
Bende hemen görüşmelere başladım ve yarım sezon için Trezeguet ile anlaştım. Daha ilk maçında yüzümü kara çıkarmadı ve 1 gol 2 asistle daha ilk maçında beni kendisine hayran bıraktı. Ligin 29. Haftasında oynadığımız Rizespor maçında yaşadığı ağır sakatlık ne yazık ki Kasımpaşa kariyerini adeta bitirdi ve Trezeguet’nin, bize ayırdığı zamanın sonuna gelmiş bulunduk.
Ligin sonlarına doğru heyecan iyice kızıştı. Galatasaray’ın Beşiktaş deplasmanında aldığı 3-1’lik mağlubiyetle ligin bitimine 3 hafta kala bir anda 2.’liğe yerleştim ve kalan 3 maçımı da tamamlayıp ligi 2. Sırada bitirdim ve Kasımpaşa’ya başlıkta da bahsettiğim gibi “Bir İstanbul Masalı”’nı yaşatmış bulundum. Şampiyon ise birara farkı 15’lere kadar çıkartan Fenerbahçe oldu. Bu arada bu yazıyı yazarken farkettiğim bir şey oldu. Ligde 34 maçta atılan gol sayılarında nerdeyse ezici sayılabilecek bir üstünlüğüm bulunmakta ancak gol krallığında ilk 5’e dahi oyuncu sokamamış olmam da takımda gol dağılımının ne denli olduğunun göstergesi. Bu arada şöyle bir baktım da ligde 14 farklı oyuncum gol atmış.
Yazımın başında da değindiğim gibi hücuma yön veren oyuncularımın kanat oyuncularım olmasını istemiştim ve öylede oldu. Karşınızda Pavel Savitskiy ve Dorin Rotariu gol ve asist sayıları. Heyecanla bir diğer transfer dönemini ve yeni sezonu bekliyorum sonuçta Şampiyonlar Ligi elemeleri var.
Son olarak bitirmeden önce antrenörlere de değinecek olursak, futbolculara yaptığım gibi antrenörlerinde nerdeyse hepsini değiştirdim. Ayrıca yönetimden ekstra antrenör isteyince 9 olan sayı 11’e yükseltildi. Oyun başında da belkide FM serisinde en çok tanıdığım antrenör olan Roland Koch’u asistanım yaptım. Aşağıda takımımın yeni antrenörlerini görebilirsiniz.
Bu yazımı okuduğunuz için teşekkür eder, iyi ve keyifli oyunlar dilerim.