Konuk yazar projemize Uğur Tanık’ın bize göndermiş olduğu “Football Manager 2014 Fenerbahçe İncelemesi” isimli inceleme ile devam ediyoruz.
Daha önce bizlerle Eintracht Frankfurt incelemesini ve Real Socieadad incelemesini paylaşan Uğur Tanık, FM 2014 Fenerbahçe incelemesiyle bizlere tarihte kısa bir gezinti yaptırdıktan sonra Football Manager’la dolu bir inceleme sunuyor.
MAZİSİNDEKİ TARİH VE FENERBAHÇE
KURULUŞ
Fenerbahçe 1907’de Üç Osmanlı genci Nurizade Ziya Bey (Songülen), Ayetullah Bey ve Enver Necip Bey (Okaner) tarafından kurulmuştur. Ziya Bey, 2. Mahmut’un soyundan gelen, iyi eğitimli bir gençti. 1,95’ten uzun boyu ve iri yapısıyla arkadaşları arasında “Fil Ziya” diye anılırdı. Fenerbahçe’yi kurduklarında henüz 21 yaşındaydı. Başkanlık yaptığı sırada şimdiki Şükrü Saracoğlu’nun olduğu yerdeki Papaz’ın Çayırı‘nı 17 altın karşılığında satın almıştır. Ayrıca Kurtuluş Savaşı sırasında Mustafa Kemal ile olan yazışmaları onunla dostluk ettiği ve Milli Mücadele’de yer aldığını göstermektedir. Ayetullah Bey ise takımın ilk genel sekreteri olmasının yanı sıra takımda kaleci ve savunma olarak oynamıştır. Takım kurulduğunda 19 yaşında olan Ayetullah Bey, Galatasaray Lisesi mezunuydu ve Fenerbahçe’nin isim hakkını aldığını söyleyebileceğimiz başkanıydı. Enver Necip Bey ise takım kurulduğunda 17 yaşındaydı. İki sene takımda görev aldıktan ve bu sürede defansta oynadıktan sonra asıl mesleği olan askerliğe dönmüş, Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu’ya geçip aktif olarak Milli Mücadele’de yer almıştır.
İlk başta sarı beyaz olarak belirlenen takımın renkleri daha sonra kıskançlık ve asaletin timsali Sarı-Lacivert olarak değiştirilmiştir. Neden kıskançlık diyecek olursak, o zamanlar İzmir’den gelen İngiliz ve Fransız aileleri şehirde kapütilasyonlar sayesinde rahatça dernekler kurup futbol oynarken bunları yapmak İstanbullulara yasaktı. 2. Meşrutiyet ile bu baskılar kalkınca yıllarca kıskançlıkla izledikleri bu oyunu oynamaya başlamışlar ve kıskançlığı temsil eden renkleri armalarında kullanmışlardır gibi bir hikayesi olsaydı renklerin hoş olabilirdi fakat durum biraz farklı :). 1908 yılında Ziya Bey yazlık forma siparişi vermek için gittiği İngiliz tüccardan formaların yaza yetişemeyeceği cevabını alır. İngiliz tüccar elinde bulunan sarı lacivert renkli gömlekleri vermeyi teklif edince İstanbul’da başka forma satan yer olmadığından bunu kabul eder ve o günden sonra renklerin sarı lacivert olması kararı alınır. İlk olarak sarı beyaz renkleri seçmelerinin bir sebebi yokmu derseniz, Papaz’ın Çayırı’ndaki sarı ve beyaz papatyalardan esinlenmişler sadece. Takımın logosunu ise takımın sol açığı Hikmet tasarlamıştır.
Fenerbahçe–Galatasaray kulüpleri arasındaki ezeli rekabet, ilk defa 17 Ocak 1909 tarihinde Galatasaray Lisesi öğrencilerinin takımı ile, yeni kurulmuş bir semt takımı maçı şeklinde başlamıştır. Kulübün kuruluş günü olarak Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın kulübü ziyaret tarihi olan 3 Mayıs kabul edilir.
Kulübe en uzun süre başkanlık yapan kişi ise eski Başbakanlardan Şükrü Saracoğlu’dur. Onun zamanında bugünkü Şükrü Saraçoğlu stadı’nın yerinde bulunan alan sembolik 1 TL karşılığı Fenerbahçe’ye kazandırılmıştır. Hükumetlerde görevdeyken bile Fenerbahçe başkanlığını sürdümüş, siyasetteyken, 1934-1950 yılları arasında görevde bulunmuştur. Daha sonraları stada adı verilmiştir. Günümüzde örneğini gördüğümüz Berlusconi’den farklı olarak kulübe zararı değil büyük hizmetleri olmuştur.
BAŞARILAR
Fenerbahçe’nin ulusal düzeyde 18 Süper Lig , 6 Türkiye Kupası ve 8 Türkiye Süper Kupası şampiyonluğu bulunmaktadır. Ayrıca Türk futbol tarihinin ilk uluslararası başarısı olan Balkan Kupası’nı (1966-67) kazanmıştır. Kupa Galipleri Kupası’nda (1964) çeyrek final oynamış, 2008 yılında ise UEFA Şampiyonlar Ligi çeyrek finaline kadar yükselmiştir. Ayrıca 2012-2013 sezonunda UEFA Avrupa Ligi’nde yarı finale çıkmıştır. U-15 takımıda 2011 yılında Avrupa şampiyonu olmuştur.
Daha eski yıllarda ise Türk kulüpleri işgalcilerin takımlarına karşı 5 yılda 50’sini Fenerbahçe’nin oynadığı toplam 80 maç yapmıştır. İşgal kuvvetleri takımlarına karşı kazanılan galibiyetler ise Türk takımlarını halkın gönülllerinde yüceltiyordu. Türk takımlarının özellikle de Fenerbahçe’nin, başta General Harrington Kupası (29 Haziran 1923) olmak üzere işgal kuvvetleri takımları karşısında elde ettikleri tüm galibiyetler, milletin ve yaralı gönüllerine teselli veriyordu. Bu maçta devreyi 1-0 yenik kapatan Fenerbahçe, ikinci yarıda Zeki Rıza Sporel’in iki golüyle galip gelmiştir. Fenerbahçeli oyuncu Bedri Gürsoy’un maçla ilgili “Hem havan topuyla, hem futbol topuyla savaş kazanan tek ülke biziz” sözü o zamanlar bu gibi galibiyetlerin ne kadar önemli olduğunu gösterir nitelikte.
İkinci Dünya Savaşı zamanında Nazi Almanya’sının propagandasını yapmak üzere 31 Mayıs 1942’de Avusturyalı SS’ lerin takımı Admira Wien takımı Türkiye’ye gelir. Viyana ekibi Beşiktaş’ı 3-2, Galatasaray’ı da 3-0 yener. Son maçını Fenerbahçe’ye karşı yapar ve 2-1 mağlup olur. 1959 yılında Fenerbahçe Şampiyon Kulüpler Kupası’nda mücadele etmeye hak kazanır. Fenerbahçe, Macar Şampiyonu Csepel SC ile İstanbul’da Can Bartu’nun golüyle 1-1 berabere kalır. Fenerbahçe deplasmanda 3-2 kazanır ve Türk futbol tarihinde Avrupa kupalarında bir üst tura çıkan ilk takım olur. 1968 yılında Şampiyon Kulüpler Kupası’da Fenerbahçe İngiltere Şampiyonu Manchester City ile eşleşir. Bundan iki yıl önce İngiltere, Dünya Kupası’nı kazanmıştır. Türkiye ve İngiltere’deki herkes bu eşleşmenin favorisinin açık ara farkla Manchester City olduğunu düşünmektedir. İlk maç Manchester şehrinde oynanır ve özellikle kaleci Yavuz Şimşek‘in güzel oyunu maçın 0-0 bitmesini sağlar. İkinci maç 2 Ekim 1968’de İstanbul’da oynanır. Manchester City maça baskılı başlar ve Ercan Aktuna kaleci Yavuz’a pas attı fakat pas kısa düşünce Coleman araya girer ve 12. dakikada durumu İngiliz ekibinin lehine çevirir. İkinci yarıda oyuna Abdullah Çevrim girer ve hemen 46. dakikada bir karambolde topu ağlara göndermeyi başarır: 1-1. Kalan dakikalarda skora göre turu geçen taraf olan İngilizler defansa çekilir ancak 76. dakikada Ogün Altıparmak’ın vuruşu gol olunca İngilizler şoka uğrar.Durum 2-1 e gelir ve maç böyle tamamlanır. Fenerbahçe, dönemin en güçlü ekiplerinden Manchester City’yi elemiştir. Ertesi gün Türkiye’deki gazetelerde şöyle manşetler atılır: “Dünya Şampiyonlarının şampiyonunu yendik”.
Takım 1980 yılında ligde büyük düşüşler yaşadı ve sezonu 10. sırada tamamlayabildi. 16 takımın olduğu ve 14., 15., ve 16.’nın küme düştüğü ligde Fenerbahçe 10. oldu. Ligden düşen takımlardan Çaykur Rizespor ile aynı puandaydı. Takım averajla ligde kalabilmişti. 88-89 sezonunda ancak kötü gidiş sona erdi ve takım için kırılması zor rekorlar yılı oldu. Fenerbahçe 103 kez (maç başına 2,86) golle buluşarak bu alanda lig rekorunu kırdı. Kalesinde sadece 27 gol gördü. Fenerbahçe 36 maçtan 29’unu kazanırken 6’sında berabere kaldı, birini kaybetti. Toplayabileceği 108 puandan 93’ünü topladı. Gol kralı Fenerbahçe’den çıktı. Aykut 29 gol atmıştı. Rıdvan ise 41 asist ve 19 golle sezonu tamamladı. 1989 yılında Türkiye Kupası’nda ezeli rakibi karşısında ilk yarıyı 3-0 geride kapanmasına rağmen maçı 4-3 kazanan Fenerbahçe ezeli rakibi karşısında en büyük başarılarından birini elde etti. 2000’li yıllarda ise aldığı 6-0’lık galibiyet ezeli rakibine karşı en farklı galibiyetti, sonrasıda ise bir Türkiye Kupası finalini 5-1 kaybederek en büyük hezimetlerinden birini yaşadı. Ligdeki en ağır yenilgisini ise kendi sahasında 6-1 gibi bir skorla Aydınspor karşısında aldı. Türkiye Kupası’na da 28 yıl hasret kalan Fenerbahçe, Pendikspor, Lüleburgaz ve en son Fethiyespor gibi takımlara birçok kez eklenerek kupa dışında kaldı.
TAKIMIN EFSANELERİ
İlk önce takıma gelmiş olan Avrupa ve Dünya çapında ünlü şahsiyetleri yazalım. Zico, Guus Hiddink, Joachim Löw, Carlos Alberto Perreira gibi üst düzey antrenörler takımı yönetmiş ve Jay Jay Okocha, Jes Högh, Kenneth Anderson, Ariel Ortega, Emil Kostadinov, Elvir Balic, Nicolas Anelka, Alex de Souza ve Roberto Carlos gibi birçok yıldız Fenerbahçe forması girmiştir.
Takımın tarihine geçen efsane futbolculara gelelim. Lefter Küçükandonyadis, 615 maçta 423 gol atmıştır. “Ver Lefter’e yaz deftere” tezahüratı onun anısına halen tribünde yankılanmaktadır. Can Bartu ise Türk milli takımı formasını hem basketbol hem de futbol sporunda giyen ilk ve tek sporcudur. Bartu, aynı gün içinde, Galatasaray’la oynanan basketbol maçında 28 sayı kaydederken, Dolmabahçe’de de futbol maçına çıkmış ve bir gol atmış bir oyuncudur. Türkiye’de Taçsız Kral Metin Oktay ile birlikte en çok saygı duyulan futbolculardan biri olan Can Bartu ayrıca 1 Ocak 1961’de, Fiorentina – Glasgow Rangers arasında oynanan final maçında forma giyerek, Avrupa Kupaları’nda final maçı oynayan ilk Türk futbolcusu oldu. Fiorentina ve Lazio formalarını da giyen Can Bartu, “Sinyor Bartu” olarak Lazio tribünlerinde adı hala anılmaktadır. Bir orta saha oyuncusu olan Can Bartu Sarı-Lacivertli forma altında 326 maç oynadı, 162 gol atmıştır. 1969’da, Metin Oktay’ın, İstanbul’da, Galatasaray – Fenerbahçe arasında oynanan jübilesinde, Metin Oktay kısa bir süre Fenerbahçe forması giyerken, maça Galatasaray formasıyla çıkarak, bu jubileyi ölümsüzleştirmiştir. Galatasaray Lisesinden gelen Galip Kulaksızoğlu ilk kadrodan kulüpte en fazla kalan isimdi. Kulüpte 17 yıl geçiren Kulaksızoğlu toplam 216 maça çıkmıştır. Zeki Rıza Sporel Fenerbahçe’nin altyapısından çıkmış ilk isimlerdendi. 18 yıllık kulüp kariyerinde 352 maçta 470 gol atarak kulüpte önemli bir yer edinmiştir. Zeki Rıza Sporel 16 kez forma giydiği Türkiye Millî Futbol Takımı forması ile 15 gole imza atmıştır. Uche Okechukwu, Türkiye’de 13 sezon forma giymiş, Fenerbahçe’de 2 şampiyonluk yaşamış ve taraftarın gönlünde yer etmiş bir futbolcudur. Pierre Van Hooijdonk, Fenerbahçe’de 2 yıl oynamış, çıktığı 53 maçta 32 gol atmıştır. İki senelik bu süreçte takımın üst üste iki kez şampiyon olmasında büyük payı vardır. Sıcak kanlı ve sempatik tavırlarıyla da halen taraftarlar tarafından çok sevilmektedir. Alex De Souza ise Lefter’den sonra heykeli dikilen ikinci futbolcudur. Oynadığı sekiz senede 277 maçta 164 gol 133 asist gibi olağanüstü bir performans sergilemiştir. Bunların haricinde Rıdvan Dilmen, Aykut Kocaman, Oğuz Çetin, Hasan Vezir, Selçuk Yula, Elvir Bolic, Brian Steen Nielsen, Bülent Uygun, Milan Rapaic, Diego Lugano gibi birçok futbolcu taraftarın gönlünde yer etmiştir.[hana-code-insert name=’FMH_1′ /]FOOTBALL MANAGER 2014 TAKIM İNCELEMESİ
Takımın başında Ersun Yanal bulunmakta, başkan ise Aziz Yıldırım. Bunlar bilinen bilgiler olduğu için direk kadroya geçiyorum. Kaleciler Fenerbahçe için yıllardır hiç sorun olmayan bir bölge. Engin İpekoğlu, Rüştü Reçber gibi kalecilerden sonra kadrosunda şuan Volkan Demirel ve Mert Günok gibi iki milli kaleci bulunuyor. Volkan sağlam fiziğinin yanı sıra, bu fiziğine hiçte uymayan refleksleri ve çevikliğiyle Onur Kıvrak, Tolga Zengin ve Mert Günok ile birlikte Türkiye’nin en iyi kalecilerinden biri. Genç Mert ise özellikle bu sezon aldığı kısa sürelerde kurtardığı iki penaltıyla iyice dikkatleri üzerine çekti. Uzun boyu ve atletik yapısıyla her an formayı rahatlıkla alabilecek kapasitede.
Defansın ortasında Portekiz’in en pahalı savunma oyuncusu olmuş bir isim olan Bruno Alves var. Korkutucu görüntüsünün yanı sıra, agresifliği, çalışkanlığı, üstün fiziği, top tekniği ve oyun kurma yeteneği ile defansın ortası için bulunmaz hint kumaşı. Savunmadaki partneri ise Türkiye Liginin ve Milli Takımın deneyimli oyuncusu Egemen Korkmaz. Egemen defansif hava toplarında uzun boylu hücum oyuncuları karşı zor durumlarda kalsada, çalışkanlığı ve bire bir mücadelelerdeki sağlamlığıyla hızlı hücumculara karşı iyi bir savunmacı. Bu mevkide yedek olarak kullanılabilecek oyuncular Joseph Yobo, Bekir İrtegün ve Serdar Kesimal. Sol bekte ise bu sezona damgasına vuran Caner Erkin ilk seçenek. Oyunda asıl mevkisi sol ortasaha olsada bir sezonluk sol bek antremanıyla asıl mevkisini sol bek yapmak zor olmuyor ve hücumlarda derinden yaptığı ortalar ve hızı ile dayanıklılığı sayesinde ileri çıkış ve geri dönüşlerde fazla sorun yaşamıyor. Michal Kadlec ve Hasan Ali Kaldırım mevkideki diğer alternatifler. Taktiksel seçimler doğrultusunda Caner’i önde oynatmayı tercih ederseniz, Hasan Ali’ye bir süre defansif özelliklerini geliştirecek antremanlar yaptırmak zaten iyi olan dayanıklılık ve hızıyla birlikte iyi bir bek oyuncusu olmasını sağlayacaktır. Sağ bekte takımın en önemlilerinden Gökhan Gönül var. Kendisinden fazla bahsetmeye gerek yok çünkü kendisi diğer takım futbolcularının ve taraftarınında çok saygı duyduğu, Türk futbolu için çok önemli futbolculardan biri.
Geldik ortasahaya… DMC pozisyonunda “Örümcek” Mehmet Topal, Gizli Libero rolünde tam bir süpürücü ve defans oyuncularının üzerindeki yükü azaltma konusunda çok etkili. Yedeğimiz ise Selçuk Şahin. MC pozisyonunda Türk futbolunun çok şey beklediği genç yetenek Salih Uçan ve Alper Potuk‘un yanı sıra tecrübeli futbolcular Emre Belözoğlu, Raul Meireless, Cristian Baroni ve Samuel Holmen var.
Takımda kadro seçimi konusunda en çok kararsızlık yaşayacağımız kısım ise hücum. Attığı spektaküler gollerle Moussa Sow forvet için değişilmez. Emmanuel Emenike ise güçlü fiziği ve hızıyla Spartak Moskova’da kendini Avrupa’ya tanıttıktan sonra bu sezon Fenerbahçe’ye transfer oldu. Pierre Webo mevki için diğer bir seçenek. Dirk Kuyt ise hem sağ kanatta hem forvette görev yapabilen tam bir istikrar abidesi. Sınırlı tekniğine rağmen Mental ve ilerleyen yaşına rağmen iyi durumda olan fiziksel özellikleriyle takımın en önemlilerinden. Miroslav Stoch ve Milos Krasic, kiralık olarak gönderilmiş olan yabancılar.
Elinden geldiğince Türk futbolunun devlerinden Fenerbahçe’yi sizlere tanıtmak istedim. Yazdıklarım haricinde yazamadığım daha yüzlerce şey var. Bunları Fenerbahçe ile ilgili kitaplardan, belgesellerden öğrenebilirsiniz ama hiçbirini yapamam, uğraşamam derseniz en azından Wikipedia sayfasını bir kez okumanızı tavsiye ederim. Tabiki bu Galatasaray, Beşiktaş ve diğer takımlarımız içinde geçerli. Ben buraya sadece Fenerbahçe’yi yazmış olsamda bir bu kadarıda diğer takımlarımızın tarihinde var. Okuyanlara teşekkür ediyorum ve eksik yada hatalı bölümler için [email protected] adresine görüş ve önerilerinizi bekliyorum.
Uğur Tanık’a aramıza Konuk Yazar olarak katıldığı için teşekkür ederiz. Yazılarını bizlere ulaştırmak isteyen okurlarımız buradan ulaştırabilir. Yada [email protected] adresine ekran görüntüleri ile birlikte gönderebilir.