Çok değil, biraz önce İngiltere Profesyonel Futbolcular Birliği tarafından “Yılın Futbolcusu” seçilmiş. Ödülü almasının verdiği mutlulukla basına açıklama yapıyor. İlk sözü ise annesini anmak oluyor: “Quimper’e denemeye giderken; annemden 160 Euro almıştım ve ona bir gün geri ödeyeceğimi söyledim. Sanırım bu gece ödedim!” 1991 doğumlu genç bir kazanandan, futbolunda duygulara da yer verip daha güçlenen bir isimden, Riyad Mahrez’den söz ediyoruz. 160 Euro borç alarak çıktığı futbol yolculuğunda, 2015-2016 sezonunda şampiyon olarak ve ligin en iyi futbolcusu seçilerek hayallerini gerçekleştirmeye devam ediyor.
Riyad Mahrez’in babası Ahmed Mahrez de aslında eski bir futbolcu… Cezayir ve Fransa’da küçük takımlarda forma giyiyor. Genç Mahrez için tüm hikaye, 15 yaşında babasını kaybetmesiyle başlıyor. O günkü üzüntüsünü derinlerde yaşayarak daha da güçleniyor ve babasının hayallerini gerçekleştirmek için futbol üzerinden devam etmeye karar veriyor. 15 yaşında kendine bu sözü veren Mahrez için ilk büyük şans, 3 yıl sonra, 18 yaşında karşısına çıkıyor. Fransa’nın amatör lig takımlarından Quimper’de 2009 yılında denemeye çıkıyor ve güçsüz oluşuna rağmen tekniği oldukça beğeniliyor. 18 yaşında profesyonel olan Mahrez, ilk sezonunda 22 maçta forma giyiyor ve 2 gol kaydediyor. Hızı, top hakimiyeti ve tekniğiyle kısa sürede Fransız takımlarının ilgisini çeken Mahrez için amatör takımdan ayrılık çanları da çalıyor.
Le Havre ile Hayallerini Büyütüyor
Quimper kulübündeki çıkışıyla birçok Ligue 1 ekibinden transfer alan Cezayirli futbolcu, tüm bu teklifleri reddediyor ve 2010 yılında bir fırsat olarak gördüğü Le Havre’ye imza atıyor.Burada Le Havre’nin gerek rezerv takımında gerekse as takımında birçok maça çıkıyor. Le Havre’nin rezerv takımında 60 maçta forma giyiyor ve kendisinin kariyer rekorunu kırarak 24 gol atıyor. Bu performansıyla as takım kapıları da ona açılıyor. Burada da 10 gol ve 12 asistlik performansıyla başarısını sürdürüyor. Fransız ekibinde 4 sezonu bu istatistiklerle geçiriyor ve artık onun için hayallerini büyütme vakti gelip çatıyor.
Leicester City scoutlarının ilgisine kayıtsız kalamayan Mahrez, Ada’yı ve Leicester City’i bir sonraki hayali için en doğru nokta olarak görüyor ve 2014 yılının ara transfer döneminde 400 bin Euro bonservis bedeliyle Tilkiler’in yeni transferi oluyor. O sezonun geri kalanında ve 2014-2015 sezonunun ilk yarısında teknik direktör Nigel Pearson tarafından yedek bırakıldı ve sonradan oyuna girdiği maçlarda yetenekli kumaşını pek gösteremedi. Bünyesindeki cevherleri Premier Lig’deki son 9 haftada biraz olsun göstermeye başladı ve bu süreçte inisiyatif alarak hızı v tekniğiyle Leicester City’nin 41 puanla ligde kalmasını sağladı. Bu mini resital, aslında yapacaklarının teminatıydı ve asıl film öncesi fragmandı. Biz futbolseverler, bunu bir sonraki sezon, yani bu yıl anlayacaktık. Mahrez, az forma şansı bulması yüzünden sıkıntılar yaşasa ve ayrılmayı düşünse bile, kaderi 2014-2015 sezonu sonunda Nigel Pearson’un gönderilmesiyle değişti.
Ranieri’nin Getirdiği Özgürlük
2015-2016 sezonu için takımın başına İtalyan çalıştırıcı Claudio Ranieri’nin getirilişiyle birlikte kulüpte çok şey değişirken; artık durumlar Mahrez için eskisi gibi de sıkıntılı olmayacaktı. Kendisini sürekli geliştiren ve yeniliklere açık Ranieri, Leicester’da İtalyan savunması ile Alman geçiş oyununu birleştirmeye karar verdi. Bu geçiş oyununda ise en önemli rolü Mahrez’e verdi ve ona sahada tam serbestlik tanıdı. Bir kanat oyuncusu olan Mahrez, sahada inisiyatif alan futbolcu oldu ve kendisine tanınan özgürlükle birlikte içe kat eden oyuncu rolünü de layıkıyla yerine getirdi. Ranieri ile birlikte Leicester yeni bir serüvene başlarken; Cezayirli genç futbolcu için de güneşin doğma vakti gelmişti.
Ranieri’nin sistemi daha ilk haftalardan meyvesini verirken; saha içinde aldığı inisiyatifle Riyad Mahrez de kendisini göstermeye ve adını duyurmaya başladı. Bir kaptan olmamasına rağmen sahada liderliği başarılı bir şekilde üstlendi ve liderlik vasıflarının kuvvetini taraftara kanıtladı. İleri uçtaki takım arkadaşı Vardy ile yakaladığı uyum, Barcelona’nın MSN üçlüsüne rakip olacak düzeydeydi. Ayaklarının yere sağlam basışı, çabukluğu, topla birlikte hareketleri, hızı, tekniği gibi pek çok konuda Riyad Mahrez’in bu sezon bir ustalık işi çıkardığını söylemek yanlış olmaz. Bunun yanında 25 yaşındaki kanat oyuncusu güçlü şutları ve duran toplardaki etkinliğiyle de dikkat çekti. Takımı Leicester City Premier Lig’in 36. haftasında tarihinin ilk şampiyonluğunu kazanırken; Mahrez de 17 gol ve 11 asistlik performansıyla bu şampiyonluğa doğrudan katkıda bulunan ikinci isimdi. Ada’daki ikinci yılını doldururken; kısa sayılabilecek bir sürede şampiyonluk yaşadı ve hayallerinin bulunduğu listeye artık bir “Yapıldı” işareti daha koydu.[hana-code-insert name=’FMH_2′ /]
O Artık Bir Şampiyon
Evet, o gerçekten de artık bir şampiyon, hem de şampiyonluk yolundaki performansı spor otoritelerince tescillenen bir şampiyon… Mahrez, şampiyonluğa katkıda bulunan performansıyla İngiltere Profesyonel Futbolcular Birliği tarafından “Yılın Futbolcusu” seçildi. Üstelik bunu başaran ilk Afrikalı ve Leicester City’li futbolcu oldu. Buna ek olarak, İngiltere’de Yılın 11’inde de yer aldı. Tüm bunları 25 yaşında gerçekleştirdi ve babasına olan sözünü tamamen tutmuş oldu. Bunun yanında 18 yaşında annesinden aldığı 160 Euro’luk borcu, 7 yıl sonra yine annesine bir şampiyonluk ve yılın futbolcusu ödülüyle ödemiş oldu. Babasının ölümüyle birlikte geçimini kazanmak için başladığı futbolda, şimdiden bir şampiyona dönüştü ve yeni hayaller kurmaya başladı.
Futbolda yeteneğini duygularıyla birleştiren Mahrez için, babasıyla çıktığı bu yolda hayal kurmanın sonu yok. 2015-2016 sezonunu kendi performansı açısından en iyi yıl olarak gören Cezayirli futbolcu, her zaman takımını ön plana koyacak kadar da alçakgönüllü bir karaktere sahip. Her zaman profesyonel olmak istediğini söyleyen Mahrez, bu hedefinden hiç vazgeçmeyerek bugünlere geldiğini ve sadece futboldan keyif almak istediğini vurguluyor. Sözü üzerine kariyerine başladığı futbolda ilk önce babasının hayallerini gerçekleştirdi ve ardından annesine olan borcunu ödedi. Şimdi ise gemisiyle birlikte onu gelecek sezon hem Premier Lig’de hem de Şampiyonlar Ligi’nde fırtınalı okyanuslar bekliyor, Cezayirli kanat oyuncusu ise hayallerini hep bir adım öteye taşımaktan vazgeçmiyor.