Football Manager 2020 de işsiz kariyerimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bir önceki bölümde Ankara takımlarından Etimesgutspor ile harika bir sezon geçirip şampiyonluk ipini göğüslemiştik. Sırada Wigan Athletic ile zorlu bir mücadele var. İşte işsiz kariyerimizin 3.sezonu ve detaylar.
3.sezonu okumaya başlamadan önce eğer işsiz kariyerimizin 1.sezonu ve 2.sezonunu okumadıysanız göz atmanızı öneririz. 1. sezona buradan, 2.sezona ise buradan ulaşabilirsiniz.
Geçen sezon tüm maçlar bittikten, takımla son bir kez daha toplantı yapıp 7 Temmuz’a kadar paydos verdikten sonra benim için çok stresli zamanlar başlıyordu. Oyuncuları tatile gönderdikten sonra bende bir süre tatile çıkıp kafamı dinledim ve uzun uzun düşündüm. Etimesgut da devam etmeli miydim? Burada Ne kadar daha kalacaktım? Burada kalmak beni ne kadar geliştirirdi? Bir sonraki başarı ne olacaktı? Başkanın verdiği transfer bütçesi, maaş bütçesi süper lige çıkmak için yeterli miydi? Bu sorular kafamda yaklaşık 3 ay boyunca dolandı. 30 Haziran’da sözleşmem de bitecekti bu yüzden bir yandan başkan sürekli arayıp yeni sözleşme öneriyordu, bir yandan Türkiye’den (2. Lig / 1. Lig) teklifler geliyordu. Yoğun bir dönem geçirirken aldığım tek iyi haber Ulusal A lisansını cebime koymuş olmam oldu.
Bir hiç olarak başladığım Etimesgut Spor da bir sezonda tüm rekorları alt üst edip, şampiyonluk kazanmıştım ve bu maceraya son vermem gerektiğini tüm kalbimde hissediyordum. 30 Haziran günü geldikten, sözleşmem bittikten yaklaşık 3 gün sonra kulüpten ayrıldım. Kulüpten ayrıldığım için içimde garip bir mutluluk ve heyecan vardı. Önümde ne gibi fırsatlar vardı? Beni nasıl bir kariyer bekliyordu? Takımdan ayrılışımdan sonra arkamdan pek çok tweet atıldı. Takımda kaldığım hemen hemen 1.5 sezon boyunca taraftarla aramda gerçekten güzel bir bağ kurulmuştu ve taraftar gittiğim için üzgündü. 1.5 sezon boyunca takımın arkasında olduğunuz, şampiyonluk yolunda hep destekçim olup statları doldurduğunuz için hepinize teşekkür ediyorum, hoşça kal Etimesgut!
5 Temmuz dahilinde kulüpte tüm ilişkilerimi kestim ve güzel bir fırsat beklemeye başladım. Sıradaki durağımı çok merak ediyordum, acaba neresi olacaktı? Kasım-Aralık gibi kötü gidişatı olan takımların menajerleriyle yollarını ayıracağını tahmin ediyordum. Kasım-aralık gibi bir anda büyük bir seviye atlayıp sürpriz bir hamle yapmak vardı aklımda. Ekim ayının sonlarına kadar sadece birkaç kulüple görüşme yaptım. Bu görüşmeler arasında en çok ilerlemeyi İspanya 2. Lig ekiplerinden Extremadur’a ile yaptık. Sözleşme imzalama noktasına geldiğimizdeyse “Mustafa sen ne yapıyorsun?”, “İspanya ikinci liginde ne işin var?” gibi soruları kendime sorup sözleşme teklifini reddettim ve beklemeye devam ettim.
Ekim ayının sonundan kasım ayının ortalarına kadar bir çok kulüp teknik direktörüyle yollarını ayırdı. Bende pusuda bekleyen aslan gibi tüm bu haberleri sessiz bir şekilde takip ettim. 23 gün gibi bir sürede bir çok takımla görüşme yaptım. Werder Bremen, Getafe, Alaves gibi bir çok önemli ve köklü kulüple görüşme yaptık fakat sonuca ulaşamadık. Tercihleri hep başkasından yana oldu.
Gönlümden İngiltere de bir takım çalıştırmak, İngiltere de yaşamak geçiyordu. Etimesgut ile daha önce ikinci ligde mücadele ettiğim için tekrar o seviyeye düşmek istemiyordum, Tekrardan ikinci lig takımı çalıştırsam Etimesgut dan istifa etmemin bir anlamı olmayacaktı. Bu düşünceye kapıldığım için İngiltere Premier lig ve Championship takımlarını radarıma aldım. Premier Lig de takım çalıştırmam çok zor olduğu için önceliğimi Championship’e verdim. 2 takımla görüşme yaptım, bunlardan birisi Nottingham Forest bir diğeriyse Wigan Athletic. Görüşmeler sonucunda iki takımdan biri benimle teknik ekip görüşmesi yaparken diğeriyse başkasıyla imza attı. 17 Kasım tarihinde bizde boşta kalan Championship takımına imzayı attık.
Açık olmak gerekirse buraya geldiğim, İngiltere de bu güzel iş fırsatını bulduğum için kelimeyle anlatılamayacak bir mutluluğum var. Etimesgut’a imza attığım günden, Etimesgut’ta geçirdiğim günlerden burada daha mutluyum. Umarım güzel işler yaparız.
Wigan Athletic Başlangıç (Kasım)
Teknik Ekip
Wigan yönetimiyle görüşüp anlaştıktan sonra basın karşısında resmi imzalar atıldı, takımla tanışıp küçük bir toplantı yaptım sıra teknik ekiple tanışıp toplantı yapmaya geldiğindiyse ekipte büyük eksiklikler olduğunu fark ettim. İlk iş olarak teknik ekibi düzeltmem gerektiğini anlamıştım ve hemen araştırmalarımı yapmaya başladım.
Özhan Pulat (Asistan Menajer)
Asistan Menajer için araştırma yaparken en iyi alternatifin bir Türk olduğunu görmek beni sevindirdi ve şaşırttı. Özhan ile anlaşarak gurbette tek Türk kalmayacağımı bilmek beni çok mutlu etti. Kendisinin profili de gayet iyi çok faydalı olacağına ve çok güzel bir arkadaşlık kuracağımıza eminim.
Neil Dewsnip (Futbol Direktörü)
Futbol direktörü ile çalışmayı ne kadar sevdiğimi daha önceki yazımda söylemiştim. Takımda da futbol direktörü eksiği olduğu için arayışlara başladık ve Neil ile karşılaştık. Kendisinin iyi bir FD olduğunu düşünüyorum, profili de gayet iyi. Başarılar Neil!
Mark Stow (Baş Gözlemci)
Genç oyuncular keşfetmek için bir gözlemci ekibine ve gözlemci ekibinin başında olacak deneyimli bir lidere ihtiyacımız vardı. Mark’ın bu liderlik pozisyonunu en iyi şekilde yapacağını düşünüyorum. Kendisine başarılar.
2. Sezonda yaptığım gibi ekibe aldığım herkesten tek tek bahsetmeyi, profillerini bölümü çok fazla uzatmamak adına paylaşmama kararı aldım. Teknik ekibe diğer yaptığım transferlerden sadece isim olacak bahsedeceğim. Dileyen oyundan profillerini inceleyebilir.
- Bülent Albayrak >> Gözlemci
- Cem Ömeroğlu >> Gözlemci
- Gavin Greenwood >> A ntrenör gelişim sorumlusu
- Frankie Hunter >> Kondisyon Antrenörü (Sürat&çabukluk)
Şimdilik teknik ekibe bu kadar isim kattım. Bülent ve Cem’i Türk oldukları için almadığıma emin olabilirsiniz. Aradığım özelliklerde en iyi gözlemciler onlardı. Türkler iyiyse ben ne yapayım?
Teknik Ekip kısmının son hali ise böyle oldu. Ocak ayında buraya da tekrardan el atacağım, kalan 1,5 ayda bu isimler bizi götürür.
Kadro Yapısı ve Taktik
Kadromuz iyi sayılabilecek bir kaliteye sahip. Championship de ligde başkanın istediği gibi ligde kalmamıza yeteceğini düşünüyorum. Ocak ayında satacağımız ve alacağımız isimlerle birlikteyse hedeflerin üstüne çıkıp orta sıraları zorlayabilecek bir takım kurma hayalim var. Hayali gerçeğe dönüştürmek içinse oyuncu satmam gerekiyor. Şu an mevcut olan maaş bütçem yıllık £759b, transfer bütçe ise £444. Aslında takıma geldiğim ilk günlerde defans oyuncumuz Cedric Kipre’ye yaklaşık £4.5 milyonluk bir teklif geldi fakat biraz düşündükten ve oyuncu hakkında inceleme yaptıktan sonra yerini dolduramayacağıma karar verip kendisini satmadım. Kullanmayı düşünmediğim oyuncuları transfer listesine koydum, umarım satılırlar ve bütçe yaratırız.
Taktiğim ve kullanmayı düşündüğüm kadroysa böyle. Taktiğimden azla vazgeçmediğimi önceki 2 bölümü okuyanlar bilir. Göze hoş gelen futbol oynatmayı, hücum futbolu oynatmayı seviyorum ve bunları severken de bu taktikten vazgeçmeye hiç niyetim yok.
Taktiğin detaylarını merak edenler ilk bölüme bakabilir. Orada tüm detaylar mevcut.
Kasım Fikstür
İlk maçımıza göreve geldikten 3 gün sonra çıkmak hoş bir şey olmadı, Oyuncuları tanımamamıza, taktiğimizle ilgili hiç antrenman yapmamış olmamıza rağmen yine de 4-3-2-1 taktiğiyle maça çıktı ve playoffu zorlayan Huddersfield karşısında beklenmedik bir galibiyet aldık. Göreve gelişimin 3. gününde böyle bir galibiyet almak beni aşırı mutlu etti fakat ne yazık ki bu mutluluğun devamı gelmedi. Bizim gibi ligin alt sıralarından kurtulmaya çaışan blackburn’a 2-0 ve yine playoff zorlayan Sheff Wed’e ise 4-2 kaybettik. Takımı tanımadığım ve oynatmak istediğim futbolu tam olarak anlamadıkları, alışmadıkları için takıma kızmıyorum. Ocak ayında güzel bir kamp dönemi geçirerek tamamen birbirimize uyum sağlarız. Şubat ayından itibarense rakip kim olursa olsun böyle puan kayıplarını ve kötü oyunu hoş görmem, bunu şimdiden takımıma söyledim.
Kasım Ayı Puan Durumu
Başkanın koyduğu hedef ligde kalmamız, benim koyduğum hedefse ilk 10 içine girmek. Koyduğum hedefi gerçekleştirebileceğimizi düşünüyorum. Kadro kalitemiz iyi birkaç takviyeyle zorlanmadan ilk 10 içine girebiliriz.
Aralık
Hedefim ilk 10’un içine girmekken ve bu hedef için bir sürü oyuncu satıp oyuncu alacakken başkandan güzel bir darbe yedim.
Söyleyebilecek hiçbir şeyim yok. Wigan’ı güzel ve güneşli bir geleceğe götürmek için elimden geleni yapacakken böyle bir haber almak hiç hoş olmadı. Mecburen bedelsiz oyunculara yöneleceğim. Transfer döneminde işim çok zor olacak gibi duruyor.
Aralık Fikstür
Aralık ayına geriden gelip 3-2 kazandığımız, forvetimiz Moore’nin 3 gol atıp yıldızlaştığı bir maçla başlamışken sonraki 3 maçta çok büyük gol sıkıntıları çektik. Sahadan mağlup olarak ayrıldığımız üç maçta da rakiplerimizden üstün bir oyun oynamamıza rağmen bir türlü topu ağlarla buluşturamadık. Hele hele öyle bir derby maçı oynadık ki…
Bu maçı gerçekten saç baş yolduran bir maçtı. Kaçırdığımız saçma goller, kalemizde gördüğümüz az pozisyonda bile saçma sapan 3 gol yememiz, gerçekten beni çileden çıkartan bir maç oldu.
Kazandığımız stoke city ve Cardiff maçları ise bu 3 mağlubiyetten sonra ilaç gibi geldi desek yeridir. Özellikle stoke city maçında girdiğimiz 32 gol pozisyonu bana bu takımın iş yaptıracağını düşündürüp ümitlerimi yeşertti.
Jamal Lowe adlı sağ kanat oyuncumuz bizden yeni sözleşme istedi ve kibarca maaş bütçesini yeni transferlere ayıracağımı söyleyip sezon sonu gelmesini istediğim halde aramızdaki konuşmayı çarpıtarak medyaya ve takım arkadaşlarına sızdırdı. Takımla aramda ufak bir gerginlik oldu ve bir çok oyuncuyla sorunu çözmüşken ismini vermek istemediğim 2 adet oyuncum Lowe’nin tarafında oldu. O iki oyuncuyla ilerleyen günlerde tekrar konuşup bir karar vereceğim fakat Lowe yaptığı bu hareketten sonra yedek kulübesine mahkum olacak.
Aralık ayı genel olarak böyle geçti. Çok dengesiz bir ay olduğu için pek bir şey anladığım söylenemez, bitmesine sevindim.
Aralık Puan Durumu
6 maçta toplamış olduğumuz 9 puana rağmen puan tablosunda yerimizde sekiyoruz. Ne ön tarafla fark azalıyor ne de düşme potasıyla ciddi bir fark açılıyor. Güzel bir ivme yakalayıp üstlere doğru tırmanıp bu tehlikeli yerden uzaklaşmak istiyoruz.
OCAK
2. Sezonda ocak ayında başımıza gelen sakatlık olayını kariyeri takip edenler iyi bilecektir. Yine aynı olayı yaşamaya başladık.
4-5 Ay nedir? Adama yeni bir kalça mı yapacaksınız? Buur ile birlikte takımda sağ bekte müthiş bir forma rekabeti sağlayıp, rotasyon yapıyorlardı. Eksikliğin hissedeceğimiz bir oyuncu olacak.
Ocak laneti gerçekten var ve yakamı bırakmıyor. Bir maçta 3 sakat birden verdim düşünebiliyor musunuz? 3 SAKAT!
Sağ kanatta Lowe’ye şans vermeyeceğim dedikten hemen sonra Jacobs’u sakatlığa kurban verdik. Allahın kem gözlüsü Lowe.Ofansif orta sahada alternatifi olmayan bir oyuncumdu. Yerine adam alacak param da olmadığı için yedeği Max Senders ikinci yarıda formanın sahibi olacak. Genç ve potansiyeli olan bir yetenek. Bu onun için bir kariyer fırsatı umarım kendisini kanıtlamak için varıyla yokuyla oynar.
Sonunda güzel bir haber! 3-5 ay sakatlık görmekten gerçekten sıkılmıştım. Defansım Tanganga’nın sadece 5-6 gün olmaması yüzleri güldürdü.
İlahi adalet demekten başka bir şey gelmiyor içimden. Önemli bir oyuncumu daha kaybettim ama mutluyum. Yönetim transferden gelecek geliri %0’a düşürmemiş olsa çoktan satacaktım fakat satmak için arttırmalarını bekliyorum.
Gelen/Giden Transferler
Gidenler
Oskar Buur
23 yaşında yıldız sol bekimiz(di). Oskar’a Transferin açıldığı ilk günden son güne kadar başlangıç olarak 4m den başlayarak bir çok kulüp bir çok teklif yaptı. Her teklifi itinayla reddederken başkanımız transferin son günü, hatta son saatti Oskar’ı £13MN ya sattı, inanabiliyor musunuz? Ben kendisini elimde tutmak için tüm çabayı sarf ederken, kendisiyle konuşup sezon sonu gitmesine ikna etmişken başkan “reddedilemeyecek kadar iyi teklif “ dedi ve sattı. Oskar’ın yedeği sakat, oskar gitti, 3. Sol beke kaldık herhangi bir alternatif bakacak zamanım bile olmadı. Daha kötü bir şey daha söyleyeyim. Giden oyuncuların transfer bütçesine katkısı %0’a düşürüldüğü için Oskar’dan gelen £13MN den tek bir kuruşunu dahi transferde kullanamayacağım, yazık.
Cédric Kipré
Defansımızın vazgeçilmez ismi olan Cédric Kipré’nin sözleşmesi sezon sonu bitiyordu. Kendisiyle konuşmayı, yeni sözleşme imzalamayı çok istiyordum fakat Cédric bizimle masaya dahi oturmadı. Birkaç kulüple konuştu ve son olarak espanyol kulübüyle anlaştı, seneye espanyol kulübünün formasını giyecek. Kendisine başarılar diliyorum.
Bu iki isim dışında giden isimlerin %90’ı alt yapıdan. Kalan %10’luk kısımda kadroda kullanmadığım isimler. Giden isimlerden para kazanamayacağımı bildiğim için de o %10’luk kısmı kiralık olarak gönderdim. Yönetimin kararı değişince bonservis ile satacağım.
Gelenler
Bonservise verebileceğim herhangi bir para olmadığı, sadece maaş bütçem olduğu için gelen herkes kiralık. Bu kiralık isimler içindeyse büyük bir oyuncu olacağını inandığım sürpriz bir isim mevcut.
Gustavo Pizzi
Orta saha merkezde yedek olarak oturacak ve ilk 11’i zorlayarak forma rekabeti oluşturabilecek bir oyuncum yoktu. Bu eksiği kapatmak için Chelsea’den Gustavo Pizzi’yi kiraladım. Gelecek için çok büyük umut vaat eden bir oyuncu.
Nathan Broadhead
Kanat rotasyonunda zaten eksiğim vardı üstüne 1-2 sakatlıkta eklenince kanat transferi şart olmuştu. Everton dan championaship için ideal bir oyuncu olan Nathan ile kiralık olarak anlaştık ve kadromuza kattık.
Sıra geldi kadromuza kattığımız 3. Ve son ismi tanıtmaya. Kendisi daha önceki kariyerlerimde de daha 16 yaşındayken takıma monte ettiğim ve büyük işler yapan, gerçek hayatta da geleceğin yıldızlarından olarak gördüğüm birisi.
Ömer Faruk Beyaz
Ofansif orta sahamız bildiğiniz gibi sakatlandı. Benim oynattığım taktikte de ofansif orta saha mevkisi çok büyük önem taşıyor. Ömer’e Etimesgut sporun başındayken de teklif göndermiştim fakat Fenerbahçe tarafından kabul edilmemişti, şimdiyse paraya kıyıp kendisini kiraladım. Ömer’in büyük işler başaracağına eminim, gelişimine katkıda bulunup Türk milli takımına bir yıldız kazandıracağım ise gururlu! 18 yaşında olmasına rağmen şahane bir profili var. Kendisinden çok şey bekliyorum ve bir kez daha sizlerin uzarında hoş geldin diyorum. Elinden gelenin en iyisini yap hocan olarak her zaman arkandayım, forma senindir! Seni potansiyeline ulaştırmak, hatta potansiyelinden bile fazlasını çıkartmanı sağlamaksa benim görevimdir.
Bu 3 isimden başka herhangi bir isimle anlaşamadım. Çok fazla kaleci aradım ama bulamadım, takımın en zayıf ve eksik mevkisi şu anda kaleci. Elimizdekilerle bu sezonu geçirmeye çalışacağız artık. Yeni gelen transferle birlikte sakatlık, kart cezası gibi durumlar olmadığı sürece ilk 11 im de böyle olacak.
Ocak Fikstür
Brighton ile oynadığımız kupa maçına full rotasyon çıktım. FF kupası 4. Tur’a çıkmam halinde bir çok personela prim ödeyecektim. Para ödememek, sadece lige konsantre olmak için elenmek istiyordum ve amacıma ulaştım. Bir mağlubiyete sevineceğim hiç aklıma gelmezdi.
1-1 Biten Westbrom maçı ise benim için tam bir kabus oldu. Ocak ayı başında sakatlıklardan bahsederken 3 sakat verdiğim maç Westbrom maçıydı. Üstüne üstlük maçtaki 3. Sakatlanan defans oyuncum tanganga sakatlandığında oyuncu değişiklik hakkımda yoktu. Hakem maçı çok ama çok kötü yönetti. Genelde hakemlere sallamam ama maçın hakemi oyuncumun ayağını kırdıkları pozisyonda sadece sarı kart verdi. Westbrom oynamaya değil, bizi biçmeye gelmiş resmen.
Swensea ve Middlesbrought maçlarında galibiyet çok büyük bir sürpriz oldu ve bize özgüven kazandırdı. İki takımda playoff mücadelesi veren takımlar ve biz ligin diplerindeyken bu 2 takımı da arka arkaya yenebiliyorsak bu şans değil başarıdır. Maçlar hakkında söyleyecek çok fazla bir şey yok güzel oynadık ve kazandık.
Birmingham ve Milwall maçlarında üstünde durmak istediğim bir oyuncu var. Benden önceki menejerin kiraya verdiği ve benimde asistanımdan gelen rapor sayesinde bunu öğrenip hemen takıma geri çağırdığım Pedro Martelo. Bu iki maçta forvette ona şans verdim ve 3 gol 2 asistlik bir performans sergiledi. Hem yaşı çok genç hem de istekli ve arzulu. Bundan sonra asıl forvetim o olacak gibi duruyor.
Ocak ayı genel olarak böyleydi. Ligde fırtınalar koparttığımız ayda takımın kimyasından ve ortaya koyduğu futboldan çok memnun kaldım. Umarım bu performanslarını devam ettirirler.
Ocak Puan Durumu
Alt taraf ile puan farkını 15’e çıkartıp iyice rahatlarken playoff ile de aramızda sadece 9 puan kaldı. Koyduğum hedefi ilk 10 değil de playoff olarak değiştiriyorum. Neden olmasın?
Ocak Performans Değerlendirmesi
ŞUBAT
Şubat ayının başında da Evans’ı sakatlığa kurban verdik. Orta sahamızda oynayan Evans 1 ay aramızda olmayacak. Chelsea den kiraladığımız gen çocuk Gustavo Evans’ın yokluğunda ilk 11 oynayacak.
Artık uluslararası bir menajer oluyoruz!
Şubat Fikstür
Oynattığım taktikte beklerin hücumcu olduğunu ve ne kadar önemli olduklarını biliyorsunuz. Çok güzel bir ocak ayı geçirmişken transferin son günü hatta son saattleri sol bekimizi satmak tüm dengeleri alt üst etti. As sol bekimiz gitti, yedeğimiz sakattı, bu gibi durumlar olunca mecburen 3. Sol bek ile oynamak zorunda kaldık ve o da bekleneni veremedi. Oynattığım role de uymuyordu. Sunderland maçı hariç oynadığımız diğer 5 maç üst sıralar için mücadele veren bizim üstümüzdeki takımlardı. Sheff utd maçından ve Nottm Forest maçından beraberliği ucuz kurtardık diyebilirim. Size överek bahsettiğim forvetim Pedro’yla yeni sözleşme yaptık ve sözleşme aldıktan sonra kendisi sadece yattı.
Huddersfield maçında kötü oynamamıza rağmen 3 puan almasını bildik. Herhalde bu sezon ilk defa kötü oynadığımız bir maçta 3 puan aldık, şaşkınım. Genelde hep rakiplerimiz bizden puan alır.
Şubat ve mart sonu puan durumlarını kaydetmeyi maalesef unutmuşum.
Şubat Performans Değerlendirmesi
MART
Mart Fikstür
Mart ayı gerçekten bomboş geçen bir ay oldu. Ne sakatlık, ne takım içi huzursuzluk hiçbir şey yaşanmadı. Bu kadar boş geçtiği içinse direkt fikstür yayınlamaktan ve yorumlamaktan başka yazacak hiçbir şey bulamadım.
Çok güzel bir ocak ayı geçirdikten sonra şubat ayında çuvallamıştık, mart ayındaysa bu çuvallamamız devam etti.
İlk maçımız deplasmanda Sheff Utd karşısındaydı. Aramızda sadece 1-2 puan vardı yensek moral bulacağımız ve tekrar üst sıralara tırmanmaya başlayacağımız, dönüm noktası olacak bir maç olabilirdi fakat işler istediğimiz gibi gitmedi. Üstün olan taraf, daha çok pozisyona giren taraf, topa sahip olan taraf bizken 23 şut atıp 9 şut yediğimiz maçta maalesef 2-1 yenik olarak sahadan ayrıldık. Transfer döneminde kaleci alamadığımız için bir kez daha küfür ettiğimiz bir maç oldu.
Charlton ve Hull City ligin diplerine demir atmış, ligde kalma savaşı veren iki takım. Çok rahat altı puan alıp, zorlanmadan geçmemiz gereken maçlardı fakat işler yine istediğimiz gibi gitmedi. Ne zaman gitti ki şimdi gitsin? Charlton maçında Kipre ve Moore’nin golleriyle hakettiğimiz bir galibiyet alırken Hull maçında üstün olan taraf olmamıza rağmen yine toplu ağlarla buluşturamadık.
Brentford ligin lider ve şampiyonluk yarışı veren güçlü bir takım. Direnmeye çalışsak da direnemedik ve hakettiğimiz bir mağlubiyet aldık söyleyecek çok bir şey yok.
Mart Performans Değerlendirmesi
NİSAN
Normalde bizi sakatlıklar hep ocak ayında bulurdu hatırlarsınız bu sefer ligin son düzlüğünde vurdu. Bu adam kronik sakat falan herhalde, iyileşiyor iyileşiyor geri sakatlanıyor. Satsak daha karlı olacak gibi.
Nisan ayında oynadığımız 4. Maç olan Barnsley maçından sonra radikal bir karar alarak göreve geldiğimde anlaştığım asistan menajerim Özhan Pulat ile sözleşmeyi karşılıklı olarak feshettik. Kötü gidişin sorumlusunun kendisi olduğunu düşünüyorum. Özhanın benimsediği ve oynatmak istediği taktik 4-4-2 ve oynatmak istediği oyun benimkinden çok başkaydı. Bu gibi durumların antrenmanlara da yansıdığını düşünerek kendisiyle konuştum ve anlaşarak yolları ayırdık.
Mehmet Akyüz
Özhan’dan boşalan yeri hemen Mehmet ile doldurdum. Mehmet’in profili Özhan’dan bir tık daha kötü de olsa benimsediği oyun tarzı benim oyun tarzımla hemen hemen uyuşuyor. Kendisiyle anlaşmanın kulübümüz için daha iyi olacağını düşünüyorum.
Kötü gidişatın ardından taraftarlar arasında huzursuzluk çıktı. Taraftarlar bizi sevip, kucaklarken şu an ağır eleştirilere maruz kalıyoruz. Özellikle sosyal medyada oynattığım sistemi ve taktiği çok sorguluyorlar. Gelecek sezon hepinize cevap vereceğim.
Nisan Fikstür
Kötü gidişata bir türlü son veremedik. Günah keçisi olarak da eski asistan menajerimizi seçtik ve onla yolları ayırdık. Yeni asistan menajerlimizle Reading ve Crystal Palace maçlarını oynadık. 2 takımda playoff mücadelesi veren takımlardı ve Reading galibiyeti beni çok şaşırttı.
Wycombe ve Portsmouth ligden düşmesi kesinleşmiş iki kulüptü. Bu 2 maçtan 6 puan kesin çıkarmamız gerekirken sadece 1 puan alabildik. Eski asistan menajerimizle arayı kopartan maçlar kesinlikle bunlar oldu. Kendi evimizde lig sonuncusu wycombe ye 3-1 gibi ağır bir skorla yenilmek kabul edebileceğim bir şey değil. İyi oynayıp yenilsek yine bir şey demez kabul ederdim fakat bu kadar kötü oyuna tahammül edemem.
Bristol ve Barnsley takımlarıysa dizişiime göre rakiplerdi. Bu 2 maçtan en azından birinden 3 puanla ayrılmamız gerekiyordu ama beceremedik. Söyleyecek pekte fazla bir şey yok. Kötü futbol, kötü sonuçlar hepsi bu kadar.
Nisan Puan Durumu
Şubat, Mart ve Nisan aylarında toplam 16 maç oynamışız ve bu 16 maçta 4G/8M/4B almışız. Çok kötü bir 3 ay geçirdik. 8 değilde 3-4M alsaydık her şey daha farklı olabilirdi. Playoff hattıyla aramızdaki puan farkı bir ara 6 ya kadar düşmüştü. Hedefimiz ilk 10 hatta playoffken ligi 16. Sırada bitirdik, yakışmadı.
Sezon Sonu Değerlendirmesi
Kadromdan genel olarak memnun ve mutlu değilim. Para olmadığı için transfer yapıp geliştiremedim. Gelecek sezon nerede olurum bilinmez. Burada olursam umarım elle tutulur bir transfer bütçesi verirlerse güzel transferler yapıp iddialı bir kadro kurabilirim.
Ömer’in performansı genel olarak beni hayal kırıklığına uğrattı. Çok fazla katkı veremedi. Kiralık sözleşmesini 12 aylık yapmıştım. Ocak ayına kadar bizle gelecek sezon burada kalırsam umarım 6 ayda güzel bir katkı verir. Kadroyla ilgili söyleyecek herhangi başka bir şeyim yok.
Sezon İstatistikeri
Yediğimiz kartlarla yine ligin zirvesine oturmuşuz, şaşırmıyorum artık bu duruma.
Cédric Kipré’nin bizimle sözleşme yenilememesi ve kendisini bonservis bedeli olmadan kaptırmamız çok kötü oldu. Harika bir defans oyuncusuydu seneye yerini nasıl dolduracağız inanın hiçbir fikrim yok.
3. sezonda bu şekilde gelişti. Bittiği için sevindiğim bir sezon oldu diyebilirim. Bir sonraki sezon Wigan da devam mı ederiz yoksa önümüze güzel bir fırsat çıkar ve yolumuza başka takımda mı devam ederiz bilmiyorum. Hedefimiz en dipten başladığımız işsiz kariyerde Avrupa’nın en zirvesine çıkıp şampiyonlar ligi şampiyonu olmak. Bunu hangi takımla ne zaman başarırız bilmiyorum ama o gün gelene kadar kariyerimiz ara vermeden, hız kesmeden devam edecek. 3. Sezonda görüşmek üzere!