Football Manager kariyer hikayelerimize kaldığımız yerden hız kesmeden devam ediyoruz. Yeni kariyerimiz Almanya’nın köklü kulüplerinden Hamburger SV. İşte Hamburger SV ile gerçekleştirdiğimiz kariyerimizin heyecan dolu 2.sezonu ve detaylar.
Geçtiğimiz günlerde ilk sezonunu yazıp, Bundesliga 2’den çıkarttığım Hamburg’un, bugün ikinci sezonunu yazdım. İkinci sezonda, genç kadro ile Bundesliga’da fırtına gibi esmeyi başardık. Genç ve yetenekli oyuncular ile oldukça efektif bir futbol ortaya koyduk. 1.Sezonu buradan okuyabilirsiniz (Henüz 1.sezonu okumadıysanız kesinlikle göz atmanızı öneririz)
Aslında kadrom bu kadar genç olmasa kupa bile kazanabileceğimiz bir sezon olabilirdi. Ama yine de her şeye rağmen muazzam bir sezon oldu. Gerçek hayatta RB Leipzig’in, 2016/17 sezonunda yaptığı etkiyi yaptım. Onlarda ilk çıktıkları sezonda büyük bir çıkış yakalayarak ligi ikinci sırada tamamlamışlardı. Benimde zaten mevcut kadrom güzeldi, üstüne de iyi takviyelerle daha da güçlü bir kadro elde oluşturdum ve ligde iyi sonuçlar almaya başladım.
Sezon Öncesi
Sezon öncesinde takıma genel taktik ve fiziksel antrenmanlar yaptırdım. Taktik olarak yine geçen sezondan alışılagelen 4-4-1-1 tiki taka taktiğinin üzerinde durdum. Bu taktik, takımın kimyasıyla iyice uyuşur oldu zaten. Genel anlamda yine iyi bir sezon öncesi geçirdiğimizi söyleyebilirim. Takımdaki her oyuncunun yüzde yüz hazır olmasına çok dikkat ediyorum. Her ihtimali düşünerek, sakatlıklara karşın, her oyuncumu yüzde yüz kondisyonlu seviyeye getiriyorum. Altyapıdan genç oyuncuları görmek için de iyi bir test oluyor hazırlık maçları. Bu nedenle, altyapı oyuncularını da biraz biraz kullanıyorum.
Transferler
Transfer çalışmasına başlamadan önce kafam ihtiyaç duyduğum mevkileri belirlemiştim. Takıma; Van Drongelen’in yanına iyi bir stoper, yedek sağ bek, yedek kaleci, Holtby’in yanına ”kesici” özelliği olan bir orta saha, yedek forvet, 4. stoper ve rotasyonda kullanacağım hücum oyuncuları lazımdı. Buna yönelik çalışmalara da hemen başladım.
Transfer çalışmalarına, geçtiğimiz sezon bitmeden başlamıştım. Zaten önceki sezonu anlatan yazımı okuduysanız, ligden çıkacağım Nisan ayı gibi belli olmuştu. Benim de transferde elimi güçlendirdi bu durum. O yüzden devam eden ligle beraber, transfer çalışmalarına da başlamış oldum. Önceliğim, her zaman ki gibi ücretsiz ama verimli topçuları almak olacaktı. Bunun için oyuncu arama bölümünden hemen, sözleşmesi bitmeye yakın futbolcuları taradım. Takımımın kalitesine uygun futbolcuları sentezleyip, önceden söz kestim. Bir de sezon bitmeden, Rob Holding’le de söz kestim. Holding’i tabii free bir şekilde alamazdım, 7.5 M € karşılığında aldım ama hiç pişmanlığım yoktu, Holding ortalama üstü bir stoperdi ve henüz genç bir yaşta da takımıma geldi. Takımında kalitesini artırabilecek bir futbolcu.
Transferlerin genelinden verim aldım. Hayal kırıklığı olan tek transferim Suat Serdar oldu. Bir türlü istenilen seviyeye gelemedi. Ozan Kabak bile 4. stoperlikten 3. stoperliğe terfi etti, rotasyonda sürekli şans buldu ama Suat tam rezaletti. Holding, Almada, Joveljic ekstra katkı sağladılar. Drmic’i alırken, devre arası satmayı düşünmüştüm. Bazen hepimiz böyle ticari transferleri yaparız. Kısa vadede hemen para getirsin diye. Öyle de oldu. Devre arasında 10 M €’dan fazla para getirdi Drmic bana. Genel anlamda iyi bir transfer dönemi oldu. Satılan oyunculardan da aradığım bir oyuncu olmadı. 34.5 M € kasama para girdi. 18.5 da ben harcadım, net 16 M € para kazanarak ticari anlamda da çok verimli bir transfer dönemini geride bırakmış oldum.
Kurtlar Sofrası, Bundesliga
Kurtlar sofrası yazdım ama o sofrada yem olmaya çok niyetim yoktu. Kurduğum genç ve iyi kadroyla ligde kolay lokma olmama niyetindeydim. Nitekim öyle de oldu. Lige fırtına gibi girdim. Genç oyuncular, bu büyüleyici vitrinde kendilerini göstermeye kararlıydı. Özellikle ileri hattım, baya etkileyiciydi. Arp ve Almada gollerle, Jairo asistleriyle takıma büyük katkı sağladı. Holbty, yine takımın beyni ve kalbi görevini üstlendi. Takımın koşar ayakları ise, beklerim oldu. Özellikle sol bekteki Douglas Santos, 11 asist gibi çift haneli sayıya ulaştı ve baya efektif bir sezon geçirdi. Takıma da büyük katkı sağladı. Çok gol attık, çok da yedik ama bunun için defans hattımı suçlayamam. Almanya ligi genel anlamda pozitif futboluna yatkın, genç futbolculara şans veren ve hücum futbolu oynanan bir lig. O yüzden biz de ilk senemiz de, az yedik, çok yedikten de ziyade ligi nerede bitirdik ona bakalım.
Lige fırtına gibi başladım derken abartmadım, hatta tevazu bile kullanmış olabilirim. 🙂 Çünkü ilk 10 maçta 7 galibiyet, 2 beraberlik, 1 mağlubiyet aldım. Ligde iyi seriler yakaladım. Yenilmeme serileriyle herkesi terse yatırdım. İlk devrede sadece Bayern ve Bayer Leverkusen’e diş geçiremedim. Bu arada geri dönüşlerle de oldukça iyi işler yaptım. Çoğu maçta comeback yaptım. Takımın kondisyonu ve genç olmasının bunda etkisini olduğunu düşünüyorum. Son 30 dakikada düşen bir takım değil, aksine mücadeleyle maç çeviren bir takım görüntüsünde olduk.
İlk Yarı Fikstürü *
Görselde de görüldüğü üzere iki tane 4-3 biten maçım var. Takım bu maçlarda büyük efor sarf etti. Oyundan bir an bile düşmedi. İkisinde de geri dönüş yaparak kazandım. Özellikle Wolfsburg maçında 75’den sonra Arp hattrick yaparak yıldızlaştı, takımı sırtında taşıdı. Dortmund, Bremen ve Hoffenheim deplasmanlarından da galip çıktım. Bunlar muazzam sonuçlardı. İlk yarıda sadece 2 beraberlik ve 2 mağlubiyet aldım. 41 puan toplayarak Bayern ile eşit puan topladım. Yeni çıkmışız, yaş ortalamamız 22 ama ligin zirvesini paylaşıyoruz. Rüya değil, gerçek. Ve bunu istikrarlı hale getirmek için ikinci devreye yaymak için daha çok konsantre olmak lazımdı.
Wolfsburg Geri Dönüşü
Son 20 dakikada oyuna giren Arp, son 15 dakikada maçı getirdi. 🙂
İlk yarı Puan Durumu
Ligin en çok gol atan takımı olarak ligin ikinci sırasındayım. En yakın rakibime de 4 puan taktım. 🙂
Ocak Ayında Gelen Ekstra Moral, Altın Çocuk ARP!
İkinci Devre / Hızlı Çıkışı Maratona Yaymak
Atletizm de bir terim vardır, özellikle uzun maratonlarda kullanılır. ”Hızlı çıkışını tüm maratona yayabilecek mi” diye. Bu terim şuan bizler için kullanılabilir. Çünkü bizim takımda lige çok hızlı bir şekilde başlayarak herkesi şaşırttı ama bu hızlı çıkış bakalım tüm lige yayılacak mı, yoksa safi bir rüzgar olarak kalacak mı?
Aslında ikinci devreye de yine hızlı girip, ilk üç maçta üç galibiyet almayı başardım. Ama sonra yine belalım olan Leverkusen, evimdeki ilk mağlubiyeti bana tattırdı. Sonrasında yine iki galibiyet, bir mağlubiyetle ilerledim. Sonrasında hiç mağlup olmadım. Son mağlubiyetim, Werder’e karşı, Şubat ayının sonunda olmuştu ama bilin bakalım son 6 haftada neler oldu? Werder’e yenildikten son 10 maç kalmıştı. Bende 4 maç üst üste kazanarak son haftalara şampiyonluk adaylarından biri olarak giriyordum artık. Ama son 6 haftanın 6’sı da berabere bitince 74 puanla kaldım ve şampiyon olan Bayern’in sadece 1 puan gerisinde kalarak, ligi 3. bitirdim. Güler misin, ağlar mısın? İlk çıktığın senede Şampiyonlar Ligi’ne gidiyorsun ama şampiyonlukta 1 puanla kaçıyor. Bizimkisi de böyle bir hikaye oldu işte. Zaten oyunu ve futbolu güzelleştirenler de bu hikayeler değil mi?
Her neyse, ligi baya iyi bir noktada bitirdim. 20’lik yıldızım, kaptanım, göz bebeğim, Arp’ım, gol kralı oldu. Jairo, 12, Santos, 11 asist yaptı. Almada ilk sezonunda 11 gol, 5 asistle oynadı. Trincao biraz skor yapmada sıkıntı yaşadı ama o benim uzun vadeli projem, elbet alacağım ondan da istediğimi. Genel anlamda nefeslerin tutulduğu, muazzam bir sezon oldu.
İkinci Devre Fikstürü *
Gördüğünüz gibi, son 6 hafta komple sararmış durumda.
Lig Sonu Puan Durumu
Ligin en çok gol atan 3. takımı olarak, şampiyonluğu bir puanla kaçırdım. Ve 3. olmakla yetindim. Dortmund’u geride bıraktım. Schalke, ikinci devre büyük bir reaksiyonla çıkış yakaladı ve beni geride bıraktı. Belalım olan Leverkusen ise ilk 5’den uzak kaldı.
Kötü mağlubiyet, evimdeki Werder maçı
Bazen her şeyi çok doğru yapsanız da o top üç direğin arasına girmiyor. Evimdeki Werder Bremen derbisi de maalesef o maçlardan biriydi.
Bir güzel geri dönüş, deplasmandaki Schalke maçı
Yine Arp reisin önderliğinde, Schalke cehenneminden müthiş geri dönüşle galip çıkıyoruz.
Gol Kralı Arp
Henüz çocuk sayılacak yaşta, dünyanın en iyi liglerinden birinde Arp, gol kralı oldu. 🙂 Sezonun en iyi anlarından biriydi.
Kritik Pas Ustası Holbty
Holbty’e neden takımın beyni ve kalbi dediğimi kanıtlar nitelikte istatistikler. Görselde, Santos ve Jairo’nun da asist sayıları gözüküyor.
Ligin En Genç Takımı, HAMBURGER SV!
Takım raporundan, ligin en genç takımı olduğumuzu görüyoruz, bu genç takımla böyle bir derecede ligi bitirmek müthiş bir his.
Sezon Sonu Takım Ödülleri
Yılın Menajeri, Uğur Yılmaz
Sezon Sonu Yönetim Güven Güncellemesi
Kupa dolayı kızgınlar biraz ama hem ligdeki yerimizinden hem de genç futbolcu transferlerimden dolayı oldukça mutlular.
Kapanış
Gelecek sezon devler sahnesinde olacağız ama devler sahnesinden çok ben kupa kazanmak istiyorum. Lig yada Almanya kupası olur bilmiyorum ama artık bir büyük kupa istiyorum müzemde. Bakalım seneye umarım futbol şansı bizden yana olur. Herkese bol FM’li günler. 🙂