Güzel geçen bir sezonun ardından bomba gibi bir takım oluşturmak için yazın yoğun bir mesai harcayarak takıma ciddi transferler yapmıştım. Bununla ilgili yazıya buradan ulaşabilirsiniz. Bu yazımızın konusu ise yaz boyunca takımın geçireceği hazırlık dönemi ve yaz boyunca karşılaştığımız ilginç ve farklı haberler olacak.
Yaz döneminde, Premier Lig ekiplerinin son yıllarda önem vermeye başladığı Amerika ve Uzak Doğu kampları kervanına Everton olarak biz de katıldık ve Temmuz ayında 2 haftalık bir Amerika kampı düzenledik. Bu kampın en büyük faydası şüphesiz ki forma satışlarında kendisini gösterecektir.
Antreman Programı: Yaz dönemi antreman programında en büyük önem verdiğim nokta Kondisyondur. Yaz tatilinden dönen oyuncularımı genellikle dönüşte tatsız bir sürpriz bekler: Yoğun kondisyon çalışmaları 🙂 Oyunda yaptığım ilk icraatın da takıma en iyi kondisyon antrenörlerini getirmenin yegane sebebi budur. Kondisyon antrenörleri takım içinde en önem verdiğim hocalardır. Yaz dönemi antremanlarına genellikle Temmuz ilk haftası başlar yaklaşık 3 haftalık bir yükleme sonrasında Ağustos başında da Takım Uyumu çalışmalarına başlarım. Takım Uyumu çalışmalarını yaptırırken, maç öncesi antreman olarak da savunma yerleşimi çalıştırırım. Yaz döneminde bu çalışmaların yoğunluk seviyesi de Yüksektir. Lig başladığında da maç öncesi hazırlık olarak savunma yerleşimine devam etmekle birlikte, genel antremanda ana odağı dengeli olarak değiştiririm. Yoğunluk seviyesini de ortalama seviyeye çekerim. Çünkü özellikle Premier Ligde sayısı kupa maçları, lig maçları ve bir de varsa Avrupa kupası maçları gelince yüksek yoğunluklu antremanlar oyuncuların sakatlanmasına da sebep olabilir. O yüzden orta kararı tutturmak son derece önemlidir.
Hareketli geçen Amerika kampının ardından gelelim yaz boyunca karşılaştığım ilginç haberlere:
Şüphesiz ki yaz döneminin en ilgi çekici haberi Arsene Wenger ile ilgiliydi. 96 Eylülünde Arsenal ile başlayan hikayesini aralıksız olarak 18 sene sürdüren, adı takım ile özdeşleşen Arsene Wenger için bu haber gerçekten beni de çok şaşırttı. (Gerçi son sezonu Arsenal 7. tamamlayınca takımda ve yönetimde huzursuzluk olmuştur ama…)
Arsenal yönetimi, Wenger yerine, AC Milan’ın hocası Marcelo Bielsa’yı getirdi. Yalnız gariptir ki AC Milan da hoca olarak takımın başına Arsene Wenger’i getirdi. Bir nevi hocalar kendi aralarında becayiş yapmış oldular 🙂
[hana-code-insert name=’FMH_1′ /]Premier Lig ilk sezonunu bitirdiğimizde, Everton güzel bir haber daha aldı. Çılgın sol bekimiz, Leighton Baines, İngiltere’de yılın futbolcusu seçildi.
Yönetim ile yaptığımız toplantı sonrasında, takıma genç oyuncuları katmak ve altyapıdan oyuncu yetiştirmek takım felsefesi olarak benimsediğimiz iki önemli karardı. Özellikle alt yapıdan oyuncu yetiştirmek için sağlam alt yapı tesislerine sahip olmak gerektiğinden, yönetimden antreman tesislerine yatırım yapmasını istedim ve yönetim felsefemiz ile paralellik gösterdiğinden bu isteğimi kabul etti.
Antreman tesisleri deyip geçmemek lazım, özellikle takıma kazandırdığınız genç yeteneklerin potansiyellerine erişebilmeleri için antreman tesislerinin üst düzey olması gerekmektedir. Bu sebeple, buraya harcanan paraya şuan için acımıyorum ve bunun uzun vadede iyi bir yatırım olduğunu düşünüyorum.
Yaz boyunca karşıma çıkan en ilginç haber ise oyunda aldığım ilk transfer teklifi oldu. Athletic Club bana İspanya yollarını açmıştı ama Everton’da başladığım maceranın çok başında olduğum için bu teklifi reddetmek durumunda kaldım.
Hareketli geçen yoğun bir yaz döneminin ardından artık ikinci sezon hikayemize başlayabiliriz. FMHikayeleri.com u takip etmeye devam edin.
Bol FMli Günler
Not: Antreman görseli www.thefa.com adresinden alınmıştır.