5 yıllık laboratuvar ortamından çıkıp tabiri caizse sirk meydanına gelen Abdullah Avcı, ilk basın toplantısında taraftardan destek yerine zaman isteseydi, belki de Beşiktaş macerası daha uzun sürebilirdi. Hayalini kurduğu işleri başarabilmek için çok yanlış zamanda, çok yanlış yere geldi. Tabi bu süreçte kendi hataları da oldu.
Beşiktaş, Fikret Orman yönetiminde “FEDA” sezonu ile birlikte bir yolculuğa başlamıştı. Feda döneminde gelen oyuncu grubu, Samet Aybaba ile birbirlerini tanıdı, Bilic ile saha içerisinde birlikte oynamayı öğrendi ve Şenol Güneş ile özgüvenlerini arttırıp başarıya ulaşmıştı. Özellikle Şenol Güneş döneminin başlangıcında, hali hazırda yerli ve birbirini çok iyi tanıyan bir grup varken, doğru yabancı oyuncu takviyeleri ile 2 sene üst üste şampiyonluklar ve kulüp tarihinin en iyi Avrupa serüveni gerçekleşti. 4 senelik Şenol Güneş döneminin ardından ise tercih Abdullah Avcı olmuştu ama Abdullah hoca, Şenol hoca kadar şanslı değildi. 5 yıllık Başakşehir serüveninin ardından, daha fazla destek alacağı ve hayallerini gerçekleştireceğini düşündüğü kulüp tercihi Beşiktaş olmuştu. Ancak Avcı’nın serüveni kısa sürdü.
Abdullah Avcı’nın Beşiktaş’ta ki planı topa hükmeden, oyunu rakip sahaya yıkan ve dar alanda becerileri yüksek oyuncular ile işi bitirebilecek bir oyun yapısı aklındaydı. Ancak gerek geçen seneden kalan oyuncular, gerek bu yaz transfer edilen oyuncular bu oyuna hiç uymuyordu. Dar alanda becerisi en yükse olan oyuncular Ljajic ve Oğuzhan ise Abdullah Avcı’nın beklentilerinin çok altında kaldılar.
Bu görüntü ligin ikinci haftasında oynan Göztepe maçından. Abdullah Avcı’nın yaz kampından beri takıma aşılamaya çalıştığı düzen. Duran oyunda bu görüntü bizlere Manchester City’i hatırlatıyor. Ancak bu sisteme uygun oyuncular Beşiktaş’ın kadrosunda mevcut değil. Bu sistemde, Gökhan Gönül 3. stoper olup, sahte bek olarak Caner Erkin defansif orta sahanın yanına gelip oyun kuruyor. İki kanat oyuncusu çizgilere basıp oyunu genişletirken, iki merkez oyuncusu iç koridorlara yerleşiyor. Ekim ayına kadar bu taktik üzerinde yoğunlaşan ve farklı oyuncular ile sisteme adapte olmaya çalışan Avcı, ard arda aldığı yenilgiler ve her maç kalesinde gördüğü goller ile bu yapıdan vazgeçmek zorunda kaldı. Ekim ayında sonra topa sahip olan takımdan geçiş oyununa evrilen Abdullah hoca, bu periyotta iki merkez orta saha Elneny ve Atiba’dan tam performans aldı. Bekleri alışık oldukları pozisyona çekip, geçiş oyununa en yatkın olan kanat oyuncularını iyi kullandı. Topu bırakan sistemde Beşiktaş, ilk yarının son 11 maçında sadece 2 kez yenildi ve 8 galibiyet aldı.
İlk yarıda yönetim değişikliği de oyuncuları ve hocayı etkilemişti. Yeni yönetim hocanın yanında olduğunu açıklayıp, oyuncuların ödenmeyen bir bölüm maaşını ödedikten sonra o seri gelmişti. Ancak Beşiktaş kulübü mali olarak çöküntüde olduğu için devre arası transfer dönemini istediği gibi geçiremedi. Sezon başında 3 kanat, bir stoper ve bek, bir de orta saha alan Beşiktaş kulübünün, kötü performanslar nedeni ile en az 4 transfere daha ihtiyacı vardı. Ancak bu mümkün değildi. Hal böyleyken Abdullah Avcı, transfer yapamadan ikinci yarıya başladı. İlk yarının sonlarındaki performansı devam ettirmek istedi ancak son 7 resmi maçın 5’ini kaybetti ve bunların içinde, içerde ve dışarda Erzurumspor’a kaybettiği kupa maçları bulunuyor. İkinci yarının ilk maçı Sivasspor mağlubiyeti ile lige havlu atan, ilk yarı Avrupa’dan elenen ve son olarakta Erzurumspor’a kendi evinde yenilip kupadan elenen Abdullah Avcı, kendi sonunu hazırlamış oldu. Özellikle Erzurumspor maçında saha içinde ve sonrasında kavga eden Elneny ve Caner, soyunma odasınında hiç iyi durumda olmadığını bizlere göstermiş oldu. Hem saha içini hem de soyunma odasını kaybeden Avcı, o çok hayal ettiği başarılara erken veda etmek zorunda kaldı.
En başta dediğim gibi belki de taraftardan destek değilde zaman isteseydi işler daha farklı olabilirdi. Denediği, düşündüğü işler, bu ortamda kısa vadede gerçekleşmesi imkansız işlerdi. Milli takım ile aldığı damgayı, burada kaldırabilirdi ama gerek futbol sahasında, gerekse kulüp binasında yaşanan birçok olay ve birçok etken sonucu buraya getirdi. Bu seviyede ve bu mali yapıya sahip olan kulüplerimizde uzun süreli projeler çok uzak gözüküyor.